Gönderi

"Kadınlardan arkadaş olmaz: o sadece aşkı bilir." diyor Nietzsche 19. yüzyılda. Ondan daha geriye baktığımızda kadınların tabiri caizse "cilve yapmak, erkeğe kendini beğendirmek, evi çekip çevirmek, çocuk yapıp bakmak" üzerine kurulu bir hayatları var. Kadınların aklı yok, düşünemez, karar veremez, söz hakkı da yok. Geçmişi bir kenara bırakıp günümüze baktığımızda ise tam tersi bir anlayış ortaya çıkıyor. "Erkekten arkadaş olmaz: onun aklı başka yerdedir." Bu sefer erkeklerden uzak durulması, kadınların erkeklere göre çok daha akıllı, mantıklı olduğu söyleniyor. -halk dilinde- Bu olayda öne çıkan argümanlar arasında en dikkat çekeni ise: toplum baskısı. Toplum kadını ve erkeği hangi konuma koyuyor? Feminizm de aslında tam olarak bunu eline alıyor. Neden erkekler akıllıyken biz kadınlar aptal, beyinsiz konumuna düşüyoruz? Neden sadece evlenip çocuk bakmak zorundayız? Neden okuma, düşünme, çalışma hakkımız yok? Neden hayatımız bir erkeğin elinde? Biz kadınlar, erkekler olmadan bir hiç miyiz? -Ki kocası öldüğü zaman ya kocasının ailenden başka biriyle evlendirilen ya da diri diri mezara gömülen kadınların varlığını da biliyoruz. Kadınlar geçmişin intikamı için bu kadar akla önem veriyor, diyenler de var tabii. Hâlâ toplumda "kadın okumaz" diyenlere inat. "Okuyan kadın erkek tavlamak için okuyordur" diyenlere inat. "Bir kadın hiçbir zaman erkekle eşit akla sahip olamaz" diyenlere inat. Her şeyin artık düzeldiğini sanıyoruz. "Aman sen de, bu düşünceler eskidendi." Gerçekten eskiden miydi? Sene 2010 falan. Karate yapıyorum ve bazı akrabalarım babama şunu dedi "kız dediğin ev işi yapar, o ne öyle erkek gibi spor yapıyor." O zamanlar küçüğüm tabii anlamıyorum. Aradan seneler geçti, başka hatırladığım bir şey, bu sefer anneme deniliyor: "o kadar kitap okuyor da bu kız yemek yapmayı biliyor mu?" Başka bir zaman: "kitaplara bu kadar para vereceğine çeyizini kursana." "Niye okuyorsun ki evlen, kocan baksın sana." "Kız dediğin çıtı pıtı olur, sen antrnemana gidiyorsun kas yapıyorsun erkekler almaz sonra seni." Bunlar hatırladıklarımın birkaçı. Bu düşünceye zıt bir ailede büyümeme rağmen. Babam her zaman "kendi ayaklarının üzerinde dur, işini eline al, başkasına muhtaç olma." demesine rağmen ben bunları duydum. Bizzat şahit olduğum çok daha bağnaz söylemler var. Belki de bu yüzden gelişmeyi bu kadar kafaya takmışızdır. "Yapamazsın" diyenlere inat. Belki de sadece boş bir inat ama pişman olduğumu pek söyleyemem. Bir gün yaptığım bir röportajda "kadınlara yüklenen baskıya inat hayallerimin peşinden gideceğim ve insanlara cesaret vereceğim." demiştim. Yaptığım her şey birilerine cesaret verebilmek, ilham olabilmek, birilerinin hayatına dokunabilmek için ve bunu, "yapamazsın" diyenlere inat yapmaya devam edeceğim.
·
126 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.