Ya kendini görmüyorsan ... Nasip Moav Emirliği ne varmıştır. Deveden düştüğü için Gabra onu çöldeki çadırına alır. Birlikte yemek yerler. İhtiyaçları olan her şey vardır kıyafet, yemek, barınacak bir yer... Onlar manevi bir dünya içindedirler. Tanrıya ulaşması zordu onlar için. Bundan şikayet edenler bile vardı. Bu durumda Tanrı'nın fiziksel varlığı olarak bilinen Şehina'sı onlardan ayrılır. Bulutu silinir ve uzaklaşır onlardan. Kimse elinde olanın kıymetini bilmez. Nankörlük insanın doğası ne de olsa. Bu sefer fırıncı Kamil ve eşi Kamile hanımın evine gider. Kerpiçten ev görünce şaşırır. Ailesini özler ve sessizce ağlar. Ancak içindeki ses ona korkma ben seninleyim der ve bu ses hayatı boyunca ona eşlik eder. İlk defa çalışmaya başlar Nasip fırıncıda. Erzak sorumlusudur ve her şeyi sınırsız olan Nasip gittiği yerde de herkesi her şeyi geliştirmeye çalışır. Insanları sürekli iyiye doğruya ve güzelliğe yönlendirmeye çalışır. En olmayacak zamanda bile insanlara kötü dille değil doğru dille konuşmayı aşılar. Mesela yoksulluktan dolayı ve başkasını da zora sokmayacak olsa da yapılan bir hırsızlık olayında YALAN SÖYLEME değil, DOĞRUYU SÖYLE konuşalım deyip yardım eden bir adamdır Nasip. Korkuyla değil baskıyla değil sabır ve sevgiyle. Varlığı sorgulayan ve yaradan ile ilgili her şeyi bilmek isteyen insanlara her bilgiyi vermeye çalışır. Her gittiği yerde gördüğü yanlışları düzeltmeye çalışan Nasip, sadece bir malın çalınmasını değil birinin umudunun mutluluğunun ve fikrinin de çalınmasını, üzerine iftara-yalan atılmasını da hırsızlık olarak anlatır. Ölümün ve varlığın zamansız olduğunu, her an her yerde olabileceğini, verenin de alanın da Tanrı olduğunu söyler. Öz de sensin zihin de sen. Seçimi sana aittir gerisi ise Allah a kalmıştır. Şikayet ve isyan etmeyi bırakmalı, kendimizi gereksiz yere üzmekten uzak durmalı, olanı her seyi ile görmeli kabul etmeliyiz. Mücadele içinde olmalı ve hep devam etmeliyiz. Hayat gibi... Çünkü Allah : " Benim düşüncelerim sizin düşünceleriniz değildir. Tek bilmeniz gereken yalnız olmadığınızdır." der. Vicdan insanın güneşidir ne batar ne doğar. Hep oradadır, vardır. Vicdanın sesini dinleyen ruhun haykırışını duyar. Nasip in bulunduğu ortamda öyle bir sessizlik hakimdir ki , bir anda şunları söyler: " İç sesini duymaktan aciz olan dış sese kulak verir." Çoğumuz ne olduğunu bilmediğimiz bir şeyi arıyoruz. Mutluluğun yolu diyebiliriz. Bir mutluluktur peşinde koşulan fakat ne olduğu bilinmeyen. Bulunduğunuz yerden mutlu değilsiniz belki. Elinizde olanla yetinemezseniz, nereye giderseniz gidin mutluluğu bulamayacağınızı sanırsınız. Ancak içinde olduğunuz hâl o an için en iyisi. Bunu anlamak hayatı çözümlemek adına atılacak adımlardan biridir. Çünkü an'da kalamayan ya geçmişe ya da geleceğe yönelir. Düşünceler akıştadır ve gelir geçer. Her düşüncenin bir rengi ve enerjisi vardır. Onları önemsemezsen dağılırlar. Herkesin zayıf bir yanı ve anı vardır. Kendine hakim olmayan ve düşüncelerine hükmedemeyen kişinin tuzağa düşmesi sadece zamana kalmıştır. Birbirinizi sevin değer verin. Sevgi ve değer birbirine bağlantılıdır. Birbirinizi olduğunuz gibi kabuledin. Olmasını istediğinizle değil. Bir şeyin değişmesini istiyorsanız kendinizden başlayın. Kendini kıymetsiz gören birine kıymet verdiğinizde onu kıymetli yapamazsınız. Hatta onun gözünde siz de onun gibi değersiz olursunuz. Sizi tanımlamasına izin verirseniz, paspas olursunuz. Kendinize değer verirseniz layık olduğunuz yeri bulursunuz. Her ağaç günü gelince kuruyacak ya da kesilecektir. Ancak vesile olduğu çiçekler, meyveler , kitaplar ise yaşamı devam ettirecektir.

Karanlıkta Yürüyen YabancıEddi Anter · Destek Yayınları · 2019171 okunma

·

84 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

sevim