Tarım devrimi
Sanki insanlar aynı anda kendi kendilerine "yanımda yetiştirmek varken niye bifteklerin arkasından koşturayım ki" demişler gibi bu dönüşüm Mezopotamya'dan Meksika'ya hemen hemen aynı anda gerçekleşmiştir. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerin kendi kullanımlarından daha fazla üretmeye başlaması geniş kapsamlı bir ticarete yol açmıştır. İnsanlar sürekli aynı yerde ve daha büyük gruplar hâlinde yaşamaya başlamışlardır. Depolanan besinlerin hırsızlara ve diğer kabilelere karşı korunması gerektiğinden yerleşim alanlarının etrafına savunma hatları çekilmiş, köyleri ve ekili toprakları korumaya yönelik ordular oluşturulmuştur.
Liderlik değişmiş, gayriresmî liderlikten resmî liderlerin atandığı, kendilerine besinlerin saklanması ve kıtlık zamanında bölüştürülmesi görevi verildiği bir sisteme geçilmiştir. Diğer yerleşim bölgeleriyle barış içinde yaşamayı sağlamaları beklenen kabile reisleri, krallar ve imparatorlar kendi topraklarını genişletmek istediklerinde bu durum savaşlara ve anlaşmazlıklara yol açmış, bu sayede diplomasi değişmiştir. Evlilikler sayesinde kadınlara ve erkeklere birlikteliklerini resmîleştirme, hatta dünyanın kimi bölgelerinde erkeklere birden fazla kadınla evlenme imkânı verilmiştir.
Tarım Devrimi insanların yaşadıkları çevrenin önemli ölçüde değişmesine yol açmıştır. Pek çok durumda bu değişimin gelecek kuşaklara etkisi olumluydu, dünya nüfusunun mantar gibi çoğalmaya başlaması gibi. Tarım Devrimi başladığında dünya nüfusunun beş ila sekiz milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir. On iki bin yılda bu rakam bin katına çıkmıştır. Bu anlamda insanların kendilerine gitgide daha fazla çocuk sahibi olabilecekleri bir ortam yaratmaları gibi bir uyumdan söz edilebilir. Fakat tüm bu değişiklikler aynı zamanda birtakım uyumsuzluklara da yol açmıştır: İnsanların kendi yarattıkları bu ortamlar, kendi beyin ve vücutlarının ne yapacaklarını bilemeyecekleri durumlarla karşı karşıya kalmalarına sebep olmuştur.
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.