Gönderi

144 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Ben lüzumsuz bir adamım...
Öncelikle Yazar hakkında edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum; Osamu Dazai, Japon edebiyatı denildiğinde akla gelen önemli yazarların başında geliyor. Gerçek adı Şuuiçi Tsusima olan yazar, zengin bir ailenin 12 çocuğundan biriydi. 19 Haziran 1909 yılında dünyaya gelen Dazai, zengin ve saygın görülen, politikayla iç içe olan bir ailede doğup büyümesine rağmen mensubu olduğu sosyal çevreye uyum sağlamak konusunda çok da başarılı olamadı. Saygınlığıyla nam salan Dazai ailesinin ayrıksı otu denilebilecek Dazai'nin aile hayatında 'intikam çabası' içinde olduğu biliniyor. Dazai'nin hem ailesinden hem de sosyal çevresinden almaya çalıştığı intikam tam da tahmin edebileceği üzere tepkilerle karşılandı. Dazai ve ailesi arasındaki kırılma noktası ise elbette Japon yazarın Komünist Parti'ye üye olmasıyla tavan yaptı ve bu parti üyeliği onun evlatlıktan reddedilmesine sebep oldu. Dazai, yazmaya 17 yaşında başladı. Yazdığı yazılar çeşitli edebiyat dergilerinde yayınlandı. Politikacı bir ailenin üye olması yüzünden siyasetle ilgileneceği tahmin edilen yazarın edebiyatla uğraşması şaşırtıcı bulundu. Ancak Dazai kararından ve edebiyata olan ilgisinden geri adım atmayarak Tokyo Üniversitesi'ne kayıt oldu. Ülkenin başkenti Tokyo'da Fransız Edebiyatı bölümüne kayıt olan Dazai, ailesinin ve yakın çevresinin itirazlarına rağmen hayatını yazarlık yaparak devam ettireceğine de bu dönemde karar verdi. Osamu Dazai'nin edebiyat çevrelerinde kendisine örnek aldığı yazar ise Türkçede 'Raşomon' ve 'Kappa' gibi kitaplarıyla tanınan Ryunosuke Akutagawa'ydı. Akutagawa'ya olan ilgisi sadece edebi anlamda değildi. Dazai, ideolojik olarak da Akutagawa'dan etkilendi. Akutagawa'nın 1927 yılında henüz 35 yaşındayken intihar etmesi ise yazarda derin izler bıraktı. Akutagawa'nın intiharından etkilenen yazar, başarısız intihar girişiminde bulundu ve bunun üzerine psikolojik tedavi gördü. Bu dönemden hemen sonra Oyama Hatsuyo adlı bir geyşa ile evlenmesi onun ailesi tarafından bir kez daha reddedilmesiyle sonuçlandı. Hatsuyo ile başarısız intihar girişiminden sonra yolları ayrılan çift bir daha bir araya gelmedi. Dazai ise daha sonra bir barda çalışan Shimeko Tanabe'yle bir kez daha başarısızlıkla sonuçlanacak intihar girişiminde bulunur. Yazar dördüncü kez bu tek başına hayatına kendine asarak son vermek ister ama bir kez daha başaramaz. Dazai, bir yandan kendini öldürmeye çalışırken bir yandan da yazarlıkta başarı üstüne başarı yakalar. Özellikle bu dönemde yazdığı 'Batan Güneş' kitabı büyük başarı yakalar. Kitaplarında sıklıkla ölüme ve intihar düşüncesine yer veren ama bu yaparken de bir yandan da Japon yazarların sıklıkla yer verdiği 'yalnızlık'ı işleyen Dazai, 39'uncu yaş gününde bir kez daha intihar eder. Bu son intihar teşebbüsü başarıyla sonuçlanır ve yazarın cansız bedeni tam da doğum günüde bulunur. Son kitabının finalini yazmadan hayatını kaybeden Dazai'nin eserleri sadece Japonya'yı değil aynı zamanda tüm dünyayı da etkilemeyi başarır. İntihar notunda yazan "Doğmuş olduğum için beni affedin" cümlesi özellikle Japon kültüründe iz bırakmıştır. " Benim yaşıyor olmam insanlığa rahatsızlık veriyor. Ben lüzumsuz bir adamım, " farkındalığı kadar acı veren bir düşünce yok. (S11) sözüyle bu kitabında da bunu hissettriyor. Sıradışı hayatıyla da meşhur Osamu Dazai orijinal adı Pandora no hako olan Pandora’nın Kutusu’nu, ilk olarak 1944 yılında; yazar intihar etmeden 4 yıl önce yayımlandı. Diğer birçok eseri gibi otobiyografik öğeler taşıyan romanda Dazai İkinci Dünya Savaşı sonrası Japonya’da bireyin yaşadığı buhrana ve umut arayışına ayna tutuyor. İkinci Dünya Savaşı sona ermiş, Japonya yenilmiştir. Hasta ve gelecekten umutsuz bir adam, tıpkı o sıralarda ülkesinin yapmaya çalıştığı gibi hayatını yeniden inşa etmek zorundadır. Tarlakuşu lakaplı bu genç adam herkesin takma isimler kullandığı bir sanatoryumda ilginç bir hasta ve hastabakıcı topluluğuyla geçirdiği günleri arkadaşına yazdığı mektuplarla anlatır. Günler geçtikçe Tarlakuşu umutlanma cesaretini gösterecek ve ölüm arzusu yerini yaşama isteğine bırakacaktır. “Büyük bir gemideymişim gibi hissediyorum.Bu gemi nereye gidiyor acaba? Bir geminin kalkışının nedeni ne olursa olsun, herzaman bizlere bir tür belirsiz umut hissettirir.(S8)” Ben beğendim tavsiye ederim şimdiden İYİ OKUMALAR...
Pandora’nın Kutusu
Pandora’nın KutusuOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 20232,462 okunma
··
1 plus 1
·
6.9k views
『Ʉ₦ØⱤ₮ⱧØĐØӾ∇7』 okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık güzel inceleme olmuş 🌼👏🏻👏🏻👏🏻 İlk defa okuyacağım kitabını yazar için ön bilgilendirme oldu benim için teşekkürler 🙂
Madam bovary okurunun profil resmi
Rica ederim keyifli okumalar 🙏
Dağlar okurunun profil resmi
Güzel bir inceleme olmuş emeğine sağlık canım 😍👏🏼hiç bilmediğim bir yazar ve kitabı ilginç geldi listeme alıyorum 📚✌🏼
Madam bovary okurunun profil resmi
beğenmene sevindim canım🙏🏻
Ayşe Altuntaş okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş. Emeğinize, yüreğinize sağlık. Okuma listeme ekledim:)🦋
Madam bovary okurunun profil resmi
Teşekkürler keyifli okumalar 🙏
Bulutt.pdr okurunun profil resmi
Pandora Kutusu Antik Yunan da kralın yaptırdığı ilk çamurdan kadın olarak biliniyor..
Nazlıgül okurunun profil resmi
Sayenizde yazara olan ilgim daha da arttı teşekkür ederim ✨
Nazlıgül okurunun profil resmi
Hayatı da kitapları kadar ilginçmiş...
Madam bovary okurunun profil resmi
4 defa intihar etmeyi denemiş 4. de tutturmuş ikisinde biriyle birlikte sonuncuda tek başına kendini öldürerek dünyaya iyilik ettiği düşüncesindeymiş arada sırada yaşamaktan zevk aldığını her şeye rağmen yaşamak için çaba göstermesi gerektiğini vurgulasada kitaplarında da tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi hep yaşamla ölüm arasında gitmiş gelmiş.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.