Gönderi

128 syf.
8/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
Gökteki yıldızlar kitabı, dini değerler altında bölüm bölüm ayrılarak sahabelerden bize ders olması gereken içerikli kıssalardan oluşturulmuş. Bu kıssalar ayetlerle kaynakça olarak desteklenmiş. Beni en çok etkileyenlerden biri sahabelere bir konu hakkında danışıldığında o cevabı tam emin şekilde vermek için soruyu soran kişilerden araştırmak için izin istemeleri, hatta bilmiyorlarsa "bilmiyorum" demeyi bir erdemlik olarak bilmeleri ve verilen her cevabın arkasından kişiye bir sorumluluk yüklendiğini, yanlış cevap verdiğimizde o yanlış cevabın sorumluluğunu da Allah katında sorgulanacağının hassasiyeti içinde olmalarıydı. O zamanlarda bilmiyorum erdemlik olarak görülse de şu anki toplumumuzda kesinlikle bilmiyorum demek cahil konumuna inmekle bir bütünlük sağlıyor maalesef. Bilmiyorum dememek için bir konu hakkında hiçbir kaynakçası olmayan, kulaktan duyma bilgilerle dolup taşıyoruz. Aslında erdemliği - rezillik ile degiştiriyoruz. Çünkü bir konu hakkında o kadar yersiz cevaplar veriyoruz ki bunun sorgusunun olacağını boşver , o an arkadaş çevremiz de ya da bulunduğumuz ortam da beni bir tık üste çıkarsın yeter diye dar bir kalıp içine giriyoruz. Ama çoğunlukla herşeyi biliyorum diyen insanı da içimize sindiremiyoruz.. Zamanla evet çok biliyorsun diyoruz ya da vermiş olduğu cevaplara çok bilmişlik ile bakıyoruz. Doğruluğundan emin olamıyoruz, sürekli bir fikri olduğu icin. Bilmiyorum dememek kadar , herşeyi bildiğini sanarak çok konuşmakta bir yanlışlık ve iticilik barındırır. Bazı şeyleri bilmiyoruzdur ve öğrenmek için bir fırsatımız vardır. Bazı şeyleri de biliyoruzdur ama her bildiğimizi her yerde söylemek de uygun değildir. Beni etkileyen bir diğer kıssada savaş anında bir sahabenin yakını yaralanıyor. Ona su götürürken yakından bir sahabenin acılı sesini duyuyorlar.. Yaralı sahabe suyunu içmeden direk yakınını diğer yaralı sahabeye yönlendiriyor. O da tam içecekten ileriden daha çok yaralı biri inliyor acıdan. O sahabe de içmeden suyu götür diyor. O sahabenin yanında gidinceye kadar o şehit oluyor. Dönüyor yakını ve diğerlerine içireyim suyu en azından diye onların yanına gidince bakıyor ki onlar da şehit olmuş. Bu kısa bir anlatım... Kardeşlik bu işte. Son anında bile birbirini kollayıp , gözetmek. Senden daha yaralısı varken , acıdan inleyen varken kendinden feragat etmek. En yakın dostların , arkadaşların birbirini dolandırdığı, kandırdığı, zarar verdiği ya da öldürdüğü insanlıkta, son anında bile kardeşlik , birlik , beraberlik anlayışı ile şehit olanlar bize ders olsun. Gerçek kardeşlik kalbe işlenendir. Gerçek kardeşlik İslam'la bütünleşendir. Gerçek kardeşlik onun için kendinden vazgeçmektir.
Gökteki Yıldızlar
Gökteki YıldızlarZeynep Yeter Arslan · Siyer Yayınları · 202015 okunma
·
84 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.