Gönderi

544 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
40 günde okudu
Kitap bir dönemin Nasyonal Sosyalist Almanya’sının kurucusu ve liderinin yaşamını, siyasi ideolojisini ve sosyal fikirlerini aktardığı bir otobiyografi niteliğindedir. Adolf Hitler bu eseri 16 Ekim 1924 tarihinde Münih Halk Mahkemesi tarafından hapis cezası aldığı Landsberg am Lech Kalesinde, kendi düşüncelerini ve Nasyonal Sosyalizmin propagandasını halk kitlelerine ulaştırmak için kaleme almıştır. Kitabın 1933-1945 yıllarında tam 11 milyon basıldığı düşünülmektedir. Ben kitabı Puslu yayın evinden alıp okudum ve oldukça beğendim çünkü kitabın başında hem Adolf Hitler'den hem de Nazizm’den kısaca bahsedip okura ön bilgi vermişler. Ben de öncelikle bunlardan bahsedeceğim.  Adolf Hitler 1889 yılında Avusturya-Macaristan’a bağlı küçük bir kasabada dünyaya geldi. Babası sert mizaçlı bir gümrük memuruydu. İlk üç çocuğu ölen annesi Adolf’a çok düşkünken, babası sık sık şiddetli şekilde Adolf’u döverdi. Adolf ergenliğe girene kadar derslerinde başarılıyken, sürekli okul değiştirmesi, kardeşinin ölümü ve babasının baskıcı tutumunun da etkisiyle derslerindeki başarısı gittikçe düştü. Babası Adolf’un bir devlet memuru olmasını istiyordu, Adolf ise bir ressam olmak istiyordu. Babasının bu konuda da ona şiddetli baskı yapmaktan çekinmedi. Adolf 1903 yılında henüz 13 yaşındayken babasını kaybedince bu mesele de kendisi için çözülmüş oldu artık daha özgürdü. Takvimler 1908 yılını gösterdiğinde annesi de hayata gözlerini yumdu. Adolf yaşadığı kayıplar sonrası kendi başının çaresine bakmak için Viyana’ya gidip Güzel Sanatlar Akademisi sınavlarına girdi. Sınavda başarısız olduğunu öğrendiğinde büyük bir şok yaşadı. Akademinin mimarlık bölümüne girmek istedi ancak bu sefer de öncelikle bazı dersleri vermesi gerekiyordu. Adolf 20 yaşına geldiğinde annesiz, babasız sokaklara düştü ve kendi geçimini sağlamak için yapmadığı iş kalmadı. Adolf askerlik çağı geldiğinde Almanya’ya kaçtı. Birinci Dünya Savaşı çıkınca gönüllü olarak Almanya'da askerlik yaptı. 1918 yılına savaşta atılan gaz nedeniyle geçici körlük yaşayıp hastaneye kaldırılana kadar cephede savaştı. Almanya’nın savaşı kaybettiğini öğrenince çok kızdı. Savaş sonrası halk içinde yaptığı konuşmalarla dikkat çekti ve yeni kurulan milliyetçi partilerden Alman İşçi Partisine davet edildi. Adolf zaten tarih hocası olan Dr. Leopold’dan, okuduklarından ve Viyana sokaklarından milliyetçiliği benimsemişti. Bu milliyetçilik zamanla yerini ırkçılığa bırakacak olsa da… Viyana sokaklarında yaşadıklarından ve gördüklerinden sonra zamanla Marksizm ve Yahudi düşmanı oldu. Hitler parti içinde de hitabet sanatıyla dikkatleri üzerine çekti, zamanla yaptığı konuşmalarla binlerce hatta on binlerce insanı etkiledi. Savaş sonrası issiz kalanları ve dağılan ordunun askerlerini kendi partisinin koruma gücü haline getirdi. Fransa’nın, Almanya’ya hakaret edip Almanya'nın bazı bölgelerini işgal etmesi sonucu hükümeti suçladı. İşsiz ve çaresiz Almanya halkı Fransa’nın bu tutumu sonrası kendilerine umut olacak birini arıyorlardı. Hitler de bunu fırsat bilerek 1923 yılının kasım ayında darbe girişiminde bulundu. Mussolini gibi başarılı olmayı umuyordu ama olamadı. Partisi kapatıldı ve kendisi hapse mahkûm edildi. Hapiste kaldığı bu süre içerisinde boş durmayarak kendisinin ve fikirlerinin tanıtımı için “Mein Kampf (Kavgam)” adlı iki ciltlik kitabın ilk cildini yazdı. Hapisten çıktıktan sonra partisini yeniden örgütledi ve seçimlere katıldı. Yapılan seçimlerde bir türlü istediği başarıyı yakalayamadı ta ki ülkede ekonomik kriz çıkana kadar. Yaşanılan ekonomik krizde halk çareyi Hitlerde buldu ve NSAİP 1930 yılına gelindiğinde meclisteki ikinci parti konumuna geldi. 1930’lu yıllarda Almanya’da halk adeta ikiye bölünmüştü: komünizmi destekleyenler ve Nazizm’i destekleyenler. Hitler 1932 yılında resmen Alman vatandaşı oldu ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine katıldı. 1933 yılında Cumhurbaşkanı olan Hindenburg komünizm tehlikesinden dolayı Hitler'e istediği başbakanlığı verdi. Hitler başbakan olunca komünistleri toplama kamplarına gönderdi. Birkaç ay sonra Cumhurbaşkanı Hindenburg ’un ölümüyle Hitler tüm yetkileri kendisinde topladı. Kendisine karşı gelen herkesi öldürttü ve bütün siyasi partileri kapattı. Birinci Dünya Savaşının ve savaş sonrası istilaların, aşağılamaların intikamını almak için işe koyuldu. Daha önceden Alman toprağı olan yerleri almakla başladı. Önce Danimarka ve İsveç’i sonra da Hollanda, Belçika ve Polonya’yı işgal etti. Fransa ve İngiltere, Almanya’ya savaş açınca Nazi Almanyası Fransa’yı da işgal etti. İngiltere’yi ise bombalayarak barışa zorlamak istedi. İngiltere barış yapmayınca hem İngiltere’yi çaresiz bırakmak hem de savaş için kaynak bulma amacıyla Sovyetler Birliğine saldırdı. Bu Nazi Almanyası için sonun başlangıcı oldu. Nazi Almanyası ilk başlarda iyi ilerleyip Moskova’ya kadar girdi ama sonradan kış şartlarından dolayı geri çekilmek zorunda kaldı. Bir süre sonra Alman ordusu üst üste yenilgiler almaya başladı. Savaşın bir an önce bitmesini isteyen generalleri Hitler'e suikast düzenledi ama başarılı olmadılar. Bütün bunlar karşısında psikolojik olarak iyice yıpranan Hitler büyük Alman İmparatorluğu hayalini kendisiyle birlikte toprağa gömmeye karar verdi. Sovyetler doğudan, ABD ve İngiltere ise batıdan Almanya’ya girerken Hitler bir gün önce evlendiği Eva Braun ile intihar etti.  Nasyonel Sosyalizm ise İtalyan faşizminin Almanya’daki halidir. 1920’li yıllarda ortaya çıkan bu ideolojiye göre ırklar asla birbirine eşit değildir ve olamaz da. Nasyonel Sosyalizme göre en değerli öge ırktır. Devletler ve toplumlar ancak bir uygarlık kurma yeteneğine sahip Hitler’in deyimi ile “arı ırklar” tarafından kurulabilir. Bu ideoloji özellikle küçük esnaf, zanaatkar, çiftçi, memur ve işçilere çekici gelen kapitalizm karşıtı bir ideolojidir.  1. Kısım: Geçmişe Bakış  Aile Ocağı: Bu bölümde Hitler Alman olan Avusturya’nın Almanya’ya katılması gerektiğinden çünkü Almanya ve Avusturya’nın tek bir milletten meydana geldiğinden bahsediyor, Johannes Palm ve Leo Avusturya’nın gibi isimlere övgü yağdırıyor, az biraz babasının yaşamına değiniyor, okuduğu Fransız Alman savaşı ile ilgili yazılardan nasıl etkilendiğini söylüyor. Babasının Hitlerin bir devlet memuru olmasını istemesinden dolayı aralarında geçen tartışmalardan ve bunun sonucunda hitlerin kendi içine kapanmasından söz ediyor. Hitler okuldan ayrılmak ve bir ressam olmak istemesine karşın babası buna izin vermiyormuş. Hitler ise okula gitse de sadece tarih ve coğrafya derslerine ilgi duyuyormuş. Daha sonrasında ise annesini ve babasını kaybetmesinin kendi üzerindeki etkilerinden söz ediyor.  Viyana’da Eğitim ve Istırap Yılları: Hitler ailesini kaybettikten sonra ressam olma hayalini gerçekleştirmek ve kendi geçimini sağlamak için Viyana’ya Güzel Sanatlar Akademisine gitmiş. Akademiye kesin olarak gireceğini düşünürken kabul edilmediğini görünce büyük bir şok geçirdiğini söylüyor. Ressamlıktan yana umudu kalmayınca yetenekli olduğu başka bir alan olan Mimarlıktan ilerlemeye karar vermiş. Hem okumak hem de karnını doyurmak için çalışmaya başlamış ve yapmadığı iş kalmamış. Kazandığı parayla da çoğu kez aç kalma pahasına kitaplar almış. Bu bölümde eğitim sistemini ve burjuvaları da eleştiriye tutuyor.  Yahudi Sorunu: Hitler bu bölümde aslında ilk başlarda Yahudilerle herhangi bir sorunu olmadığını ancak zamanla onları Alman İmparatorluğu için bir tehdit olarak görmeye başladığını belirtiyor. Hata bu konuda şu sözleri sarf ediyor: “Dini inançlar gereği kavgalara şahit olduğum zaman, kötü hisler beslemekten kendimi alıkoyamıyordum”, “Yahudiler geçen yüzyıllarla Avrupalılaşarak diğer insanlara bezemişlerdi, hatta ben onların Alman olduğunu sanıyordum”, “İnançlarından dolayı zulme uğradıkları kanaatine sahip olduğumdan Yahudilerin aleyhlerinde söylenen sözler bana sevimsiz geliyordu”, “O zamanlar Yahudilerin sistematik düşmanı olabileceğim aklıma hiç gelmezdi”, “Bendeki Yahudi imajı başka bir dine mensup insan demekti. Bu nedenle dini inançlarından kaynaklanan her türlü düşmanlığı insanlık adına kınamaktan kendimi alamıyordum” Yine bu bölümde Yahudiler üzerinde yaptığı gözlemlerden liberal Yahudiler ve Siyonist Yahudiler arasındaki kavgalardan bahsediyor. Yahudilerin düşmanı olma nedenlerini şu şekilde sıralıyor: Sosyal demokrasiyi yönetmeleri, kendi milletlerini aşağılamaları, yazılı basını kontrol ediyor olmaları, Marksizm’i desteklemeleri gibi gibi. Ayrıca bu bölümde Dr. Leuger’i bütün zamanların en değerli Alman belediyecisi olarak değerlendiriyor. Viyana Yıllarımla İlgili Genel Siyasi Görüşlerim: Bu bölümde ise mevcut siyasi düzeni, demokrasiyi, millet vekillerini ve yancı basını şiddetli şekilde eleştiriyor. Sokrates’in demokrasi eleştirinden sonra Hitler’in de aynı temel düşünce ile yola çıkarak demokrasiyi ve parlamenter sistemi eleştirmesi ilginç geldi. Yine bu bölümde Alman olan şehirlerin slavlaştırılmaya çalışıldığından ve buna karşı olan pan cermenizm hareketin başarısızlığına değiniyor.  Münih: Bu bölümde Hitler İtalya ve Avusturya’nın aynı safta savaşa giremeyeceğinden, Almanya’nın her yıl artan nüfusuna karşın ya yeni topraklar fethetmek ya da nüfus kontrolü yapılması gerekliliğinden bahsediyor ve bu konuları inceliyor. Toprakların, Milli sınırların uygarlığın geleceği için ne kadar önemli olduğundan söz ediyor.  Dünya Savaşı: Bu bölümde Hitler Habsburg devleti için dövüşmek istemediğini ancak milleti ve imparatorluğu için her an ölebileceğini vurgulayarak savaş hakkındaki düşüncelerini paylaşıyor.  Savaş Propagandası: Bu bölümde de savaş propagandasının nasıl yapılması gerektiğinden bahsediyor. Almanya’nın, İngiltere’nin ve ABD’nin savaş propagandalarını karşılaştırıyor  İhtilal: Bu Bölümde de Hitler kendisi ve askerler cephede savaşırken ülkede ihtilal yapanlara nefretini dile getiriyordu ve bu ihtilali yapanların veya yaptıranların Yahudiler ve Marksistler olduğunu ileri sürüyor Siyasi Faaliyetlerimin Başlangıcı: Hitler bu bölümde savaştan sonra oluşan ülkedeki partileri inceleyerek topluluk içinde konuşma yaptığından ve bir eğitmen olarak askerleri millileştirdiğinden söz ediyor  Alman İşçi Partisi: Hitler bu bölümde Alman İşçi Partisinden davet aldığını ve katılıp katılmamak konusundaki kararı nasıl verdiğinden söz ediyor  Bozgunun Sebepleri: Hitler bu bölümde Alman milletinin sosyal yapı ve ahlak gibi konularda nasıl yozlaştığını. Bu yozlaşmanın nedenlerini ve bu konuda kendi fikirlerini paylaşıyor Irk ve Millet: Bu bölümde ırkların birbirine eşit olmadığından, arı ırkların diğer ırklardan üstün olduğundan ve bunun doğanın bir kuralı olduğundan söz ediyor. Yine bu bölümde Yahudi ırkını eleştiriyor. Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisinin İlk Gelişme Safhası: Bu bölümde ise Partisinin yeni doğum safhasında yaşadıkları zorluklardan ve ileride izlenecek yollardan söz ediyor  2. Kısım: Nasyonal Sosyalist Hareket  Felsefi Fikir ve Parti: Hitler bu kısımda yine mevcut siyasetçileri ve karl marks’ı eleştiriyor, NSAİP’in gerçek görevinin dünyanın ırkçı bir bakışla anlaşılmasını sağlamak olduğunu belirtiyor  Irk ve Devlet: Hitler bu bölümde ise burjuvaları ve yancı bilim insanlarını eleştirmiş ve bu insanların devletin ne olduğunu idrak edemediklerinden söz etmiş. Medeniyet kurma meziyetinin yalnız üstün ırklara verildiğinden bahsetmiş. Gençlerin hafızalarının gereksiz bilgilerle doldurulduğunu söyleyerek eğitim sistemini eleştirmiş. Devletin olması gereken insan profiline değinmiş  Devlet Vatandaş ve Yabancılar: Hitler bu kısımda da bir devletin vatandaşı olmak için gereken şartları eleştiriyor. Özellikle sonradan kolaylıkla Alman vatandaşı olunabildiğinden söz ediyor ve bu vatandaşlık hakkının neden bir slava, zenciye verildiğini sorguluyor  Şahsiyet ve Irkçı Devlet Anlayışı: Bu bölümde de yine ırkların birbirlerine eşit olmadığını özellikle üstün ırkların yapıcılığının zamanla Yahudiler'deki yıkıcılık ilkesiyle değiştiğini iddia etmiş ve ırkçı bir devletin özelliklerini, nasıl olması gerektiğini vurgulamış Sonraki bölümlerde ise Parti programından, Partisinin sembolünün neden gamalı haç sembolü olduğundan, Marksizmle mücadelesinden, Hücum kıtaları adını verdiği partinin güvenlik teşkilatından, Partiyi destekleyenler için bir korporasyon kurulup kurulmaması sorusundan, Birinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’nın içler acısı durumundan ve Almanya’yı bu durumdan kurtarmak için gerekli çözüm yollarından, Almanya için bir savaş sırasında hangi devletlerle müttefik olunabileceğinden söz ediyor. İtalya’yı ve Mussolini’yi kendisine dost olarak görürken, Rusya’nın hiçbir zaman dost olamayacağından ve Fransa ile bir savaşta İngiltere ile müttefik olunabileceğinden bahsediyor. Türkiye’yi ise kendi tarafında istemiyor çünkü birinci dünya savaşında yenilmiş ve yıpranmış olmalarının yanı sıra Türkiye düşmanlarının çok olması bakımından tercih edilebilir bir seçenek olmadığını belirtiyor. Hitler'e göre gerek ülke partiler gerekse devletler bazında iki güçsüzün birleşmesinden güçlü bir oluşum değil daha büyük bir zayıflık ortaya çıkar 
Kavgam
KavgamAdolf Hitler · En Kitap · 201610,8bin okunma
·
242 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.