Gönderi

424 syf.
·
Not rated
·
Read in 31 days
Bohemya Krallığı’nın başkenti Prag’da doğmuş Kafka. Bohemya... Kulağa ne ironik geliyor öyle değil mi? Kafka’nın ikili ilişkileri tekinsizlik sisiyle örülür. Mesafeli, soğuk, olabildiğine içe dönük bir yazardır o. Yaşama dair sevgiye, dostluğa, neden yaptığını- yapmak zorunda olduğunu bilmediği gündelik işlerdeki mecburiyetlere istemsiz bir kayıtsızlıkla donatmıştır kendisini. O çağının ötesindedir çünkü çağının hiçbir maddi kaygısını, saf duygularını kirletecek menfaatleri barındırmaz yüreğinde. Hatta onların ne olduğunu soracak olsanız size cevap bile veremez. Milena, Kafka’nın dostu Max Brod’a Franz Kafka’yı tanımlamak için mektuplarının birinde şöyle der: Hepimiz, bütün dünya ve bütün insanlar hastayız, aramızda bir tek sağlıklı o var, gerek bir kavrayış, gerek duygu sahibi bir tek o, temiz ve saf tek insan aramızdaki. Onun yaşama karşı koymadığını biliyorum, karşı koyduğu şey yalnızca hayatın bu tarz yaşanmasıdır. Böyle der keza Kafka, hayatın kıyısında; düşmemek için cılız bir çabayla ayakları üzerinde durmaya çalışır, sendeler sendeler ve sonunda ciğerlerini sarıp onu tüketen veremden 40 yaşında gözlerini yumar. Babasıyla arası berbattır. Yakın arkadaşları, iş arkadaşları, akrabaları ve daha da beteri hayatına giren kadınlarla bir türlü mutlu bir ilişki kuramamıştır . Başından geçen sayısız nişanlanma macerasının ardından, sonunda öykülerini Çekçe’ye çevirmek isteyen ve kendisi gibi bir başka Yahudi’yle evli olan Alman vatandaşı Milena’yla tanışır. @cemyayinevi nın bu yapıtında biz adeta “Yazar Kafka’yı” değil de “insan Kafka’yı” tanıyoruz. Kamuran Şipâl’in muazzam Almanca çevirisinden de bahsetmeden geçemeyeceğim keza çevirmenler bana göre başarılı birer yazar olmak zorundadır ki metin, yazıldığı dilden okunacak dile yetisinden bir şey kaybetmeden aktarılabilsin.
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Cem Yayınevi · 202055.1k okunma
·
522 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.