Gönderi

İMÂM CAFER-İ SÂDIK RADIYALLÂHÜ ANH
Silsile-i Sâdât’ın dördüncü halkası olan Cafer-i Sâdık (k.s.) Hazretleri, 8 Ramazan 80 (M. 699)’da Medîne-i Münevvere’de dünyaya geldi. Ehl-i Beyt’in büyüklerindendir. Cafer-i Sâdık (k.s.), Tâbiîn’den olup Ashâb-ı Kirâm’dan Enes bin Mâlik ve Sehl bin Sa‘d’ı (r. anhümâ) görmüştür. İmâm-ı Âzam Hazretleri, Cafer-i Sâdık Hazretlerine intisâb etmiş ve “(Cafer-i Sâdık Hazretlerine intisâb ettiğim şu) iki sene olmasaydı Numân helâk olurdu.” buyurmuştur. Hadîs âlimleri tarafından sika (güvenilir) olduğu husûsunda ittifak olunan Cafer-i Sâdık (k.s.) Hazretleri, dedesi Kâsım bin Muhammed’den, babası Muhammed Bâkır Hazretlerinden ve birçok zâttan hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir. Birçok kişi de kendisinden rivâyette bulunmuştur. Rivâyet ettiği bazı hadîs-i şerîfler şunlardır: “Allâhü Teâlâ, (mümin olarak) yetmiş yaşına ulaşanları sever, seksen yaşına ulaşanlara da azâp etmez.” “Yâ Ali! Mazlumun bedduasından sakın. Zira o, Allâhü Teâlâ’dan hakkını ister. Allâhü Teâlâ da muhakkak onun hakkını verir.” “Bir kul, Allâhü Teâlâ’nın razı olmadığı husûslarda borçlanmadığı müddetçe, Allâhü Teâlâ, borcunu ödeyinceye kadar (rahmetiyle) onun yanındadır (borcunu ödemesine yardım eder).” Cafer-i Sâdık (r.a.) Hazretleri, oğlu Musa Kâzım rahimehullâh’a şu nasihatlerde bulunmuştur: “Oğlum! Kendisine verilen rızka razı olan, zengin olur. Gözü, başkasının malında olan, fakir olarak ölür. Allâhü Teâlâ’nın verdiği rızka razı olmayan, Allâhü Teâlâ’nın takdirine razı olmamış olur. Kendi kusurlarını küçük gören, başkasının kusurlarını büyük görür. Başkasının kusurlarını küçük gören, kendi kusurlarını büyük görmüş olur.” Cafer-i Sâdık (r.a.) Hazretleri, H. 148 (M. 765) senesinin Şevval ayında, Medîne-i Münevvere’de âhirete irtihâl etti. Babasının da medfun bulunduğu Bakî‘ Kabristanı’na defnolundu. (Silsiletü’z-Zeheb, Fazilet Neşriyat)
·
66 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.