En büyük bayramları yeni yıl şenlikleri idi. Sumerliler yeni yılın başlangıcı için oldukça uzun, izleri zamanımıza kadar gelen trajik bir efsane yaratmışlardır. Bu efsaneye göre Sumer'in çekici, güzel ve çok fettan olan aşk tanrıçasına bazı tanrılar aşık olur. Bunların içinden çoban tanrısı bir çok zorluklarla tanrıçanın
gönlünü yapar ve evlenirler. Birgün tanrıça, yeraltı dünyasına, oranın tanrıçası olan kız kardeşini görmeye gider. Ne var ki, yeralti dünyasının kuralına göre oraya giren bir daha çıkamaz. Tanrıça başka tanrıların yardımı ile kurtulursa da yerine birini bırakması gerekmektedir. Yeraltı cinleriyle birlikte yeryüzüne çıkarak
kendi yerine göndereceği bir tanrıyı aramaya başlar. Fakat her gittiği yerdeki tanrıların, kendisinin yok olduğundan dolayı çuval elbiseler giymiş büyük üzüntü içinde olduklarını görerek hiçbirini vermeye kıyamaz. Nihayet kocasının olduğu yere gelirler. Bir de ne görsün! Üzerinde güzel elbiseler, başında altın tacı tahtına kurulmuş oturuyor, karısının yokluğuna aldırış ettiği yok. Tanrıça bunu görünce büyük bir kızgınlıkla "alın, götürün bunu" der. Cinler yaka paça, sürükleyerek tanrıyı yeraltına götürürler. Bir çok serüvenlerden sonra çoban tanrısının kız kardeşi rüya
yorumlayan tanrıçanın tanrılar meclisinde yalvarması ve kardeşinin yerine yarım yıl yeraltında kalması koşulu ile yarım yıl onun yeryüzüne çıkmasını sağlar. Kurtulan tanrı yeryüzüne çıkar çıkmaz yine karısı ile birleşir. İlkbaharda olan bu birleşme sonucu, bütün canlılar uyanıyor, hayvanlar yavruluyor, ağaçlar
yeşilleniyor, ülkeye bolluk geliyordu. Onlar bu birleşmeyi, zamanın kralı ile yüksek düzeyde bir baş rahibenin evlenmesi ile sembolize ediyorlardı. Kutsal evlenme olarak nitelendirilen bu tören günlerce süren şenliklerle kutlanıyordu. Tanrıçanın ağzından tanrıya veya tanrının ağzında tanrıçaya, onların yerine geçen kral ve
rahibe tarafından söylenmek üzere yazılmış şiirler çalgılar eşliğinde şarkı olarak çalınıyor ve söyleniyordu. Daha sonraları bu şiirler Tevrat'ın "Süleyman'ın şarkılar şarkısı" bölümünün ana
nüvesini oluşturmuştur. Din ve tarihle bir ilgisi görülmeyen bu şiirlerin Tevrat'ta ne amaçla yazıldığını araştıranlara, bu yüzyılın ikinci yarısında, bu konudaki Sümer edebi tabletlerinin okunup
yayınlanması, bir açıklık getirmiş ve Sumer kutsal evlenme törenlerinin İsrail'e geçip Süleyman zamanında da sürdüğünü göstermiştir.