Yazılan her kelimenin sessiz bir çığlık olduğunu hissetmemle beraber yüreğimde bir sızı hissettim. Anneliğe hazır olduğunu düşünmek ama anne olamamak ne zordu. Tabi ki bu bir süreçti. Hâlâ bir umut vardı. Sabır ve sükunet içerisinde beklemekten başka bir çare yoktu. Her gördüğü bebekte hasret rüzgârları esiyordu yüreğine... Ama o vuslata sarılıp dayanıyordu. "Hâlâ çocuk yok mu?" soruları yağıyordu üzerine... Bunun apaçık bir imtihan olduğunu biliyordu. Lâkin her evlenen çiftin, Allah'ın muradı gereği bu nimete mazhar olamayacağının da farkındaydı. Oysa o insanlara söylenecek ne çok şey vardı. Gözlerinin içine bile baksalar yaşadığı hüsranı anlayabilirlerdi. Ne gerek vardı böyle sorulara... Sadece "Nasılsın?" diye sorsalar yaraya merhem olabilecekken o yarayı deşmek ne kolaydı. Sustu ve dualarla "Ol" deyince olduran, "Dur" deyince durduran Rabbime sığındı. O merhametlilerin en merhametlisiydi. Biliyordu ki O mucizevi güzelliklerin yaratıcısıydı. Belki de bir mucize olurdu. Kapandı sanılan kapılar birden açılırdı. Kâinat vecde, gönüller şevke geliyordu. Geçirilen zorlu süreçte en büyük serveti kesinlikle ailesiydi. Bir ağacın gölgesinde ama onların sevgisiyleydi. Çok sevdi, çok sevildi. Tüp bebek tedavisi sürecinde oluşan aksaklıklar ve başarısız deneyimler nedeniyle kabulleniş evresine geçti. Çünkü hayat ne kadar savurgan olsa da yaşamaya değerdi. Yanında olanlarla yaşadığı anın kıymetini bilmeliydi. Yitirilmiş umutlar, zayi olan emekler, çekilen acılar onun hikâyesini oluşturuyordu. Kendi sırtını sıvazlayıp yoluna devam etmeliydi. Artık dönüştüğünü hissediyordu. Zaman böyle geçerken "Sabreden derviş muradına ermiş." misali bir mucize oldu. On bir yıl sonunda mucizeye gebe olan bu yüreği neler bekliyordu? Gelişen mucize ile beraber çocuk sahibi olabildi mi? Soruların cevabını kitabı okuyarak öğrenebilirsiniz. Sadece şunu söyleyebilirim. Sorularınıza cevap bulacağınız sayfaların arasına çok gözyaşı döktüm. Duyguları derinden hissettim. Çünkü Nigar'ın mücadelesi o mucizenin gerçekleşmesi ile bitmedi. Onu ölüm riskini kabul edecek kadar bekleyen olaylar zinciri vardı. En büyük şansı bence yolunun üstüne Aydan Biri gibi cesur bir yüreğin çıkmasıydı. Mücadele dolu yaşanmış bir hikâyeyi kaleme alması da yazarımızın ne kadar cesur olduğunun bir göstergesi. Aynı döngüden geçen çok sayıda kadın olduğunun farkındayım. Umarım bu kitap hepinizin yüreğine umut tohumları serpiştirir. Hayattan ve en önemlisi kendinizden asla vazgeçmeyin. Sabır ve şükür ile yola devam...

Âsûde Bir BaharŞule Anıl Sonkaya · Luna Yayınları · 202211 okunma

·

79 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gizem Kısacıklar