Gönderi

360 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
37 günde okudu
Yüklerimizi Yalnız Başımıza Hafifletemez Miyiz?
Mümkün olsa da sanırım bu çok zor. İyi Eşler, beni bile evliliğe ikna edecek kadar güzeldi. Küçük Kadınlar’dan sonra İyi Eşler’de hikayemiz kaldığı yerden devam ediyor. Bu noktada önce Küçük Kadınlar için yazdığım incelememe göz atmanızı isterim. #195013394 Meg’in evliliğiyle başlayan hikayemiz, Jo’nun evliliğiyle ve kurulan ailelerin mutluluğuyla son buluyor. Spoiler vermiş sayılmam zira büyük konuşan büyük oynar, Jo da bundan nasibini alacaktı elbet :). Kızların her birinin hayallerini bir şekilde gerçekleştirmesi, yeri geldiğinde değiştirebilmesi, ve yine hayatı doğru okuyup kendilerine pay çıkarabilmesi bu kitapta da mükemmel işlenmişti. Her birinin evlilikteki seçimleri ve yaşantıları o kadar gerçek ya da olması gerektiği gibi kurgulanmış ki yazarın adını bilmesek yine de kadın olduğuna yemin edebilirdik. Kadın bakış açısıyla ele alınmış detaylar oldukça nahif, zarif ve anaçtı :). Dönemin anlayışının da bir gereği olarak ev hanımlığının yanı sıra iyi bir eş olmak, çocuk yetiştirmek gibi kavramlar da kadınlara öncelikli yüklenmiş ama erkekler de kesinlikle bu konuda ihmal edilmeden hikayeye dahil edilmiş. Bunu eleştirmek için söylemiyorum, kadınların öncelikli olmasını bu konuda kaçınılmaz buluyorum (ne kadar bazen rahatsız olsam da). Hatta buna bir de etimolojik olarak bakalım: Arapçada ev hanımını “rabbetübeyt” kelimesi karşılıyor ve “evin rabbi (eğiticisi)” manasına geliyor. Kısacık bir tefsir yapacak olursak, evin hem en üst konumunda hem kurucusu hem de düzenleyicisi oluyor kadın. Tabii erkekler arka planda kalsın diye bir beklenti söz konusu değil ama kadının hakkını vermek gerektiği sadece bir kelimeyle bile çok güzel ifade ediliyor. Velhasıl İyi Eşler’i okurken kadınların iyilik ve güzelliğinin hakikaten erkeği yola getirebildiğini, (lütfen kızmayın, kitapta oldukça hoş bir örneği mevcut :) ) karşılıklı bir destek ve idareyi şekillendirdiğini gördüm. Ama en nihayetinde hayat müşterek, yazar bunun da altını güzelce çizmiş. Gelelim romantizme, ah şu kalp belası, her yaşta her şekilde güzel olabiliyor dedirtmiş yazar. Kadınlar ve erkekler hakkında çok güzel tespitleri ve dürüst söylemleri var. Evet, İyi Eşler’i tek kelimeyle tanıtacak olsam “dürüst” derdim. Nedenini tam bilmiyorum ama oldukça ahlâklı ve iyi niyetlerle bezeli bir hikaye olmasına rağmen dürüst ve gerçek buldum. Nihayetinde Küçük Kadınlar ne kadar eğitici bir yöne sahipse İyi Eşler de öyleydi. Hüzün ve neşe, Alcott’un kaleminde muhteşem bir harmoni... Aslında bazı bölümleri detaylı incelemek, tespitlerde bulunmak ve sorular yöneltmek isterdim burada. Aynısını Küçük Kadınlar'da da niyet edip yapmamıştım. Sanırım bu konuda çok üşengecim, hatta inceleme yazmaya başlamış olmam bile mucize. Umarım detaylı yazmıyorum diye kitaplardan öğrendiklerimi unutmam :'). Ayrıca kitabı okurken zihnimde sık sık “Stand by your man” şarkısı çaldı, kitapla o kadar uyumlu ki buraya linkini bırakıyorum :). Kitabı okumasanız da dinlemenizi tavsiye ederim :) youtu.be/ki2_yrpTcVs Şarkı güzel ama ben ondan da önce " STAND BY YOUR’SELF’ " diyorum dostlar... Sonra hayattaki her rolünüzde iyi biri olursunuz. İyi bir evlat, iyi bir arkadaş, iyi bir kardeş, iyi bir eş, iyi bir ebeveyn... Ancak şu da bir gerçek ki, iyiliğin doğması ve güzelliklerin vuku bulması için; “Her yaşama biraz yağmur düşmeli, Bazı günler karanlık, kederli ve kasvetli olmalı.” Böylece insan güzel zamanların kıymetini bilip, dersini alsın...
İyi Eşler
İyi EşlerLouisa May Alcott · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20221,192 okunma
··
857 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.