Gönderi

2016`lı yıllardan bugüne beynime vizyon veren insanın okuduğum ilk kitabından
... Bağlılık problemi yaşayan insanların bağımlılık problemi yaşama ihtimali daha fazladır |Değişen beynim`DEN Her birimizin beynindeki benzersiz bağlantı haritası üzerine konuştuklarımızı tekrar düşünecek olursak, her birimizin öznel deneyimleri gerçekten de “öznel”dir. Yani bize hastır ve eşi - benzeri yoktur. Bu açıdan hepimiz, kendimize özel bir evren içinde kişisel hayatlarımızı yaşamaya devam ederiz. Ne kadar acayip olsa da 1999 yapımı ünlü The Matrix filmine esin kaynağı olan mesele, böylesine açık bir gerçektir. Kaldı ki halen günümüzde sizin yahut benim (eğer ‘ben’ diye bir şey varsa!), Sanal gerçeklik sistemi içinde yaşayan bir beynin hayalinden ibaret olup olmadığımızı test edebileceğimiz herhangi bir yöntemimiz yoktur. Zira gerçekten böyle “kavanozdaki bir beyin” istek yapacağımız tüm çaba ve araştırmalar, üreteceğimiz tüm düşünceler o yönetici yazılımın ve bilgisayarın ürünü olacaktır... Garip ama “gerçek”... Kapasitemiz ne olursa olsun, renk dediğimiz şey, demek ki gözümüzdeki farklı ışık dalgalarına hassas alıcıların beynimize gönderdiği sinyaller nedeniyle beynimizin yaptığı sanal bir yorumdan başka bir şey değildir. Cansız fizik alemde renk diye bir şey olmadığı gibi aslında ses de tat da koku da yoktur... Sözün özü; dışarıda sandığımız ne varsa aslında “içeride”... Düşünceleri üzerinde düşünme alışkanlığı geliştirebilmiş insanların genellikle daha temkinli, daha alçak gönüllü ve iletişime açık olmalarının altında da işte bu hepimizin muzdarip olduğu “boşluk doldurma” sisteminden gelen mağduriyeti bir şekilde park etmeleri yatıyor olabilir. Beyinciği hasarlı olan insanların dengede duramadıklarını, yürüme de konuşma bozuklukları çektiklerini, ardışık ve seri hareketleri yapamadıklarını duymuş olabilirsiniz. İşte beyincik bu kadar önemli bir organdır. ((Kendin için araştır)) Bazen alakasız bir şeylerle uğraşırken nedensiz yere içiniz sıkılmaya yahut durup dururken kendinizi neşeli hissetmeye başlamışsınızdır. Bu hislerin en azından bir kısmı, büyük ihtimalle beyninizdeki örüntü sisteminin siz farkında bile değilken çevrenizdeki olan bitenlerden çıkarttığı sonuçlara dair size gönderdiği sinyallerdir. Eğer bu sinyalleri okuma konusunda yetişkinleşebilirsek kahinliğe varan kesinlikte öngörülerde de bulunabilir, hayatınızı etkileyecek en önemli kararları çok daha isabetli bir düzeyde de alabiliriz. Milyonlarca yıldır tabiatın vahşi şartları içinde en başta bu sistemle ayakta kalabildiğimizi düşünürsek, unutulmaya yüz tutan bu özelliğimizi tekrar keşfetmenin ve bu modern dünyada, özellikle de bilim ve teknolojide yeni kullanım alanlarını keşfetmenin önemi kendiliğinden ortaya çıkar. Zira bilimin atılımını sağlayan birçok önemli keşif, aslında salt düşünce ve analiz ürünü olmaktan çok, sezgiseldir ve bu sezgiler de aslında iyi eğitilmiş bir örüntü algılama ve tanıma sisteminin varlığına dayanır. Belki de insanlık tarihinin en önemli gizemlerinin anahtarları, zihnimizin derinliklerine kodlanarak bize hediye edilmiş örüntü keşfetme yeteneğimizde saklıpp olabilir. sinancanan.net → kütüphane (ege of the tiger hayatının dönüm noktası olan müzik :)) |pin.it/454LIrX
Değişen Beynim
Değişen Beynim
Sinan Canan
Sinan Canan
·
80 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.