Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

172 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kuşların Felsefesi : Yorum ve Özet
İnsan modern dünyada yavru kuş kadar savunmasızdır. Yer yüzünün hükümdarı olduğunu zanneden insan, özünde hayatla olan bağlantısını kopararak, çağın önüne geçmeye çalışıyor. Bu mücadele uğruna zamanından, yeteneklerinden, duygularından feragat ediyor. Değişen dünyada sabit kalabileceği düşüncesinden hareketle tek düze akışa kendisini teslim ediyor. İnsan fiziki özelliklerinden dolayı bir doğa ürünüdür. Yaşam biçimini kendi bilinç, duygu ve alışkanlıkları ile şekillendirebilmesini kendi iradesinden dolayı olduğunu düşündüğü için bütün hayatını antropomorfis düzen üzerinde sabit olduğunu düşünür. Fakat insanın unuttuğu bir gerçek var? Doğa. Doğa hareket ve sükunetin ilkesidir. Devri daim eden sistemde kendisinin idame edecek bir sistem mevcut. İçerdiği tüm parçalar, bir biriyle kendine has nizam ile hareket eder. İnsan bağrından koptuğu doğaya uzaklaştıkça kendi özünden de uzaklaşmış oluyor. Zeka ve pratiklik onu başka canlılardan pozitif anlamda farklılaştırmasına rağmen, aynı zamanda bu nitelik onu parçası olduğu bütüne uzak durmasına neden oluyor. Kuşların felsefesi kitabı özünden uzaklaşan insana kuşlar aracılığıyla doğa ile vahdetini ve aynı zamanda akılla kazanılan olan iradi nitelikleri kuşların doğasıdan gelen özellikleri ile harmanlayarak okuyucunun hizmetine sunuyor. Kuşbilimci yazar Phillipe J. Dubois ve filozof Elise Rousseau ortak çalışması olan bu kitap insanı doğa üzerinde düşünmeye sevk ediyor. Bir kaç örnek üzerinden açıklayalım. Yön bulma sanatı: Her bir kuş türünün doğası gereği özelliklerini anlatarak aynı niteliklerin insanda zaten kabiliyet olarak mevcut olduğunu fakat zamanla teknolojik gelişimlerden dolayı bunları kullanmaktan mahrum kalmasına dikkat çekmesi örneklerden biridir. Kitapta geçen bir ifade de deniz çulluğu ve guguk kuşunun peşlerine takılarak vahşi doğada aradıkları şeyi bulduklarının insanın ise bu yönünü kaybettiğini ifade eder. Her şeye hakim olan insanın medenileşmiş doğada yavru kuş kadar savunmasız olduğunu ifade eder. GPS olmadan duyularını bile kullanmadan aciz kalan insan, kuşlarından alacağı bir ders vardır. Sevme sanatı: Sevme duygusunun koşulsuz ve güzellikle dolu olduğunu, insana hayata bağlama gücü veren bu eylemin kuşların daha güzel becerdiklerini kumrular üzerinden örneklendirir. Aşk ve sevme sanatına en çok örnek gösterilen canlılar arasında kuşlar örnek gösterilir. Evlilik sözü zamanı uçurulan beyaz güvercinlerin uçurulması ve birbirini seven çiftlere kumrular denilmesi buna en iyi örneklerdendir. Sevginin merhamet duygusunu içerdiği, sahibini kamil bir mertebeye ulaştırarak insani olarak üstün meziyet sağlar. Sevme sanatı merhameti ve paylaşımı da beraberinde getirir. İnsanların sevme gibi duygularda kendi hırs ve kibir dolu görüşlerinin kurbanı olarak tam olarak deneyemediğine dikkat çeker yazarlar. Bu konuda kuşlardan almamız gereken dersler olduğunu düşünürler ” Aşk konusunda acaba kuşlardan mı ilham almalıyız? Bazı kişiler, buz kesen kış aylarında uyumak için kalbini durdurabilen orman kurbağasına benzer. Hüsrana uğrayan bir aşkın ardından sevmeyi bırakır yeniden acı çekme korkusuyla artık bağlanmak istemezler. Oysa kuşların kalbi asla atmaktan vazgeçmez.” sevme sanatının kuşlar için koşulsuz, üzüntüye uğrasa bile asla vazgeçmediği, kalbinin sonsuza dek çarpasında insanın alacağı dersin olduğuna okuyucusuna iletir.
Kuşların Felsefesi
Kuşların FelsefesiPhilippe J. Dubois · Domingo Yayınevi · 20201,224 okunma
·
123 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.