Gönderi
BU COĞRAFYA BİZE NEDEN BOYNU BÜKÜK OLMAYI GEREKTİRİYOR ?
Yılmaz PÜTÜN ya da bilinen ismiyle Yılmaz GÜNEY.
Bu romanında, memleket özlemini ve sevgisini; doğup büyüdüğü Yeniceyi, Adana topraklarını, o topraklarda tanıyıp, sevdiği ve saydığı insanları ve hayatlarını muntazam bir gerçeklikle dile getirir.
"Herkesin özlediği, düşlerini kurduğu bir şehir vardır. Ben Adana 'yı severim. İşte orada, Adana'da sevdiğim insanlar yaşar...
SF.15
"Yüreğir'in insanı insandı, kardeşti. Nasırlı ellerinde çiçekler açardı. Kaba görünürlerdi, pis görünürlerdi, vahşi davranırlardı; bütün bunların yanında, kendilerine özgü bir dostlukları vardı. Toprak nasıl kokar, öyle kokardı dostlukları." SF. 134
Yılmaz GÜNEY, Anadolu halkının sıkıntılarını; köylülerin ağalar karşısında hırpani ve umarsız ahvâllerini, sistemin liyâkatsızlığından ötürü emekçi sınıfın daha da sömürülüp, aşağılanmasını ve o dönemdeki toplumun kadınlara bakış açısını, kadınların toplumdaki yerini ve o dönemin ahlak anlayışını bir Yaşar KEMAL edasıyla gözler önüne getiriyor.
Bu coğrafyada yaşanılan çaresizlik, bedbahtsızlık -kitabın adının da bize önerdiği üzere- boynu bükük olmayı gerektirir.
"Dilini tutacaksın, yüreğine taş basacaksın. Çünkü boynumuz bükük bizim. " Sf. 128
" Biz de insanız, ama evimiz yok. İnsan evsiz olur mu? " SF. 87
"Biz nasılsa ölmüşüz , bir tepik daha yesek yine zararı olmaz." Sf.235
"Boyun eğen adamın boynuna binerler. Daha çok çekecek bu bizim köylü, çok çekecek..."
Sf. 337
"İstiyorlar ki bütün millet onların kölesi olsun. Hep kendilerine istiyorlar." Sf.367
"Hüzün veren bir durgunluk, bir alacalık oturur insanın içine. Ağır, uyuşuk ve yorgun. Ne yapacağını bilmeyen çaresiz insanın acı umutsuzluğudur bu." Sf. 382
Roman, insanların yaşadığı o, tükenmişlik ve sıkışmışlık hissini fazlasıyla hissettiriyor. Bu roman, tam anlamıyla umut ve umutsuzluk arasında kalan tabiri caizse bizleri karanlık günlerden , aydınlık günlere götürecek bir meşale, bir lamba görevi görüyor.
" Güzellik , içimizden bir uyanıştır. " Sf. 386
" Çünkü umut, baharla birlikte gelir." Sf.59
Ek Bilgi: Yılmaz Güney bu romanı, Nevşehir Cezaevinde, 16 aylık bir zaman aralığında yazarak, ilk Orhan Kemal Roman Armağanını kazandı...
·
130 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.