Okuması sağır edici bir eser. Çünkü bu kitap sürekli kulağınıza "ben mükemmel bir eserim" diye bağırıyor. Victor Hugo'nun Notre Dame'ın Kamburu her kelimesiyle, her cümlesiyle, her sayfasıyla büyüklüğünü haykıran bir başyapıt, bir edebiyat eseridir. Dikkatinizi, duygularınızı ve tutkunuzu talep eden bir kitaptır.
Bu, kalbinizi kıracak ve sonra onu eskisinden daha güçlü ve dirençli bir şekilde tekrar bir araya getirecek bir hikaye. Karakterler kusurlu ve insancıl ve mücadeleleri o kadar gerçek ki onlara karşı hislerinize engel olamıyorsunuz. Kambur Quasimodo, dışlanmışlığın, görünüşü nedeniyle toplum tarafından reddedilen kişinin sembolüdür. Onun hikayesi yalnızlık, acı ve nihayetinde kurtuluşun hikayesidir. Güzel çingene kızı Esmeralda, ezilenlerin, ırkı ve yoksulluğu yüzünden zulüm görenlerin sembolüdür. Onun hikâyesi aşk, fedakârlık ve trajediyle dolu.
Ancak bu kitap bir hikâyeden çok daha fazlasıdır. Topluma, birbirimize nasıl davrandığımıza, insanları görünüşlerine, ırklarına, sosyal statülerine göre nasıl yargıladığımıza dair bir yorum. Bu bir eylem çağrısı, daha iyi olmamız, daha nazik olmamız, daha anlayışlı olmamız gerektiğini hatırlatıyor.
Ve yazı, ah yazı! Victor Hugo'nun düzyazısı zarif, lirik ve güçlüdür. Notre Dame Katedrali'ne dair tasvirleri o kadar canlı ki neredeyse tütsünün kokusunu alabiliyor ve koroyu duyabiliyorsunuz. Karakterleri o kadar gerçek ki neredeyse onlara dokunabiliyorsunuz.
Kısacası, Notre Dame'ın Kamburu bir sanat eseri. Okumayı bitirdikten uzun süre sonra bile aklınızdan çıkmayacak bir kitap. Sizi düşündürecek, hissettirecek, daha iyi bir insan olma isteği uyandıracak bir kitap. Eğer henüz okumadıysanız, kendinize bir iyilik yapın ve alın. Pişman olmayacaksınız.