Yıllarca okullarda adının geçilip ve biraz içeriğinin öğretilmesi ile üzeri kapanan(birçok insan için) önemli eserlerden bir tanesi diye düşünüyorum Atebetü'l Hakayık için. Yalnızca bu şekilde bilinmesi hoş değil fakat umuyorum ki bu tarz eserlerin önemi gün geçtikçe artar. İncelememe geçiyorum: Edip Ahmet, Yüknek'te doğduğundan Edip Ahmet Yükneki adını almıştır. İslamiyet öncesi Türk edebiyatının sözlü ve yazılı şeklinde ikiye ayrılması ile birlikte eser yazılı döneminin içerisinde bulunmaktadır. Yazıldığı dönemde Uygur Türkçesi ve aruz ölçüsüyle yazılmıştır. Orta Asya Türk kültüründen izler taşımaktadır içerisinde. 'Gerçeklerin Eşiği' anlamına gelen Atebetü'l Hakayık; Edip Ahmet Yükneki tarafından 'Büyük Emir Dad Sipehsalar Bey'e sunulmuştur. İçerisinde İslamiyet'e göre edepli, ahlaklı olmanın yolları, bilginin yararı, alçakgönüllü olmanın faydalarıyla birlikte cimriliğin kötülüğü gibi konular ele alınmıştır. Hadisler, atasözleri, dört halifeye övgüler barındırmaktadır. Sunuş kısmından fazlasıyla hoşuma giden bir alıntı paylaşarak devam etmek isterim incelememe: '' ok yarasının kapanabileceği ama dil yarasının kapanmayacağı.'' Yine sunuş kısmında göreceksinizdir ama eserin 'Semerkant, Ayasofya ve Topkapı' olmak üzere üç adet nüshası bulunmaktadır ve sayfa altlarında genelde bazı kısımların Topkapı nüshasında olmayıp diğer iki nüshadan alındığı belirtilmiştir. Eser incelenerek okunduğunda yazıldığı döneme dair çok fazla bilgi edinilebileceği kanaatindeyim. Eseri bitirdiğimde şahsen o dönemleri daha iyi anladım diyebilirim. Bir gün bu eserlerin herkes tarafından okunup yalnızca ders kitaplarının içerisinde kalmaması ümidiyle.. Kitapla kalın :) Keyifli okumalar.

Atebetü’l-HakayıkEdip Ahmet Yükneki · İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,185 okunma

·

47 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sıla Çelik