Olivia Bevelstoke; Rudland Kontunun kızı. Taliplerini reddetmesi ile ün yapmış, güzeller güzeli bir leydi.
El işi yapmaktan ya da kitaplardan değil, gazete okumaktan hoşlanıyor. En yakın arkadaşı Miranda, abisi ile evlenip gittiğinden beri günleri çok sıkıcı.
Ta ki güney kanadına bir kiracının taşındığını ve nişanlısını öldürdüğünü öğrenene kadar...
Böyle bir şeyin olmadığını savunsada bunu kendi
yöntemleri ile öğrenmek isteyen Olivia, penceresinden adamı izlemeye başlar. Sabahtan akşama kadar çalışma odasında kağıtlar ile boğuşan bu adam nasıl nişanlısını öldürmüş olabilir ki?
Ama durun bir dakika bu adam niye deli saçması bir şapka takıyor!
Aaa masasında ki kağıtları acele ile ateşe mi attı o?
Bu adam neyin peşinde? Olivia bu işi çözmeden bu işin peşini bırakamaz.
Ama tabi adama yakalanmasa çok daha iyiydi.
Harry Valentine; Savaş bakanlığı için çalışan, önemli belgeleri tercüme eden biri. İngilizce'den ayrı Fransızca ve Rusça'yı da ana dili gibi konuşabiliyor. Yeni taşındığı evde karşı evden onu bir leydi izler. Başlarda sadece yeni komşusunu merak eden meraklı bir leydi olduğunu
düşünsede tam bir haftadır, gözünü üstünden ayırmaz.
Her ne kadar kendini gizlediğini zannetse de daha ilk andan onu fark eden Harry, işleri eğlenceli hale getirmek için deli saçması bir şapka takar. Kızın ilgisinin boşa gitmemesi için sanki birileri geliyormuşta elindeki kağıtlardan kurtulması gerekiyormuş gibi acilen ateşe atar. Aslında masaya çıkıp dans etme planı da vardır ama
bu çok bariz olur diye bu isteğini görmezden gelir.
Birbirlerini göz hapsine alan ikilinin hayatı, güzel
leydimize bir Rus prensin ilgi göstermesi ile daha eğlenceli hale gelir. Harry'in yeni görevi, Rus prensin neden ülkelerinde olduğunu öğrenmek ve Olivia'yı da ondan korumaktır.
Taliplerini her reddedişinde ne bekliyor ki? Bir prens mi? diye küçümsenen Olivia bu sefer aradığını buldu mu? dersiniz...
•
•
Başlarda Harry ile ilgili bölümlerde biraz sıkılmış olsam da ikilimizin camdan Romeo ve Juilet gibi gizli gizli konuşmaları, kendiliğinden hiç zorlanmadan oluşan eğlenceli diyalogları çok güzeldi. Hele ki Harry'in, kızımıza 'Bayan Butterworth ve Deli Baron' adlı korkunç bir gotik
roman hediye etmesi hoşlanmadığı için Olivia'nın rastgele bir sayfa açıp okuması ve okudukları ile şoke olması. Tam olarak okuduğu sayfada
'Bayan butterworth 'ün annesi güvercinler
tarafından gagalanarak öldürülüyor.
Kitabın saçmalığını siz düşünün artık... Ama
işte aralarında ki her şey de bu saçmalık ile başlıyor.
Size bir adamın karşı camdan saçmalık dolu bir gotik roman okuduğunu düşünün. Kitabı ilk okuduğum da bahsi geçen kitabı çok araştırmıştım. Gerçekte var olsa kesinlikle alacaktım. Daha ne kadar saçmalık olabilir ki içinde diye. Arife'm de var olup olmadığını sorguluyordu.
Bu arada ben Harry'in kuzeni Sebastian
Grey'i, Harry den daha çok sevdim. Serinin
devam kitabında da onun hikayesi yer
alıyor...
Olivia ve Harry'in cesareti dudak uçuklatan
cinsten dimi Arife'm... Sen konuyu
biliyorsun...
Bevelstoke Serisi
Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü
Yaşanacaksa Yaşanacak
Aşkın On Kanunu