Gönderi

160 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 13 days
Prens Hakkında Görüşlerim; Devletler cumhuriyet ve prensliklerden oluşmakta. Bu kitapta da prenslikler konusu işlenmektedir. Dört grupta incelenen prenslikler mirasa dayalı, karma prenslikler, yeni prenslikler, kilise prenslikleri olarak ayrılırlar. Temelde prens yönetimdedir. Herkese gerektiği şekilde davranır çünkü halkına dışarıdan bakar, herkesle bağ kurmak değildir amaç, devleti ayakta tutmaktır. Bu yüzden halka karşı duygusal bağlanımı olmaz. Halk ona karşı hürmet eder ama korkar da ama bu nefrete dönüşmez şekilde olur. Gerektiği yerde halkın yüzüne gülümser belki onlar hakkında kötü düşünmez. Ama devlete yarar sağlamadıkları konusunda eleştiriye, hükmetmeye yatkındır. O normal tabakadaki insanlar gibi bakamaz, çünkü üsttedir. Onlara sevgi duymak zorunda değildir, ama başında bulunduğu devletini, o sorumluluğu görevi bilir ve canı pahasına savunur, yönetir... Halkın da istediği, bulunduğu devleti en iyi adaletli ve ayakta tutacak bir prensliktir. Yoksa sadece sevgisini sunup, devletini yokluğa bırakacak bir yönetim biçimine halk da göz yummaz. Prens halkın öfkesini kazanmamalıdır da. Ama genel yargıda insanlarca bunun bilinci oluşmuş değildir. Tilki ya da aslan görünce ya da despot biri tanımını yapınca insanlar buna iyi gözle bakmaz gibi, ama kabullendikleri de bu davranışta olan ve devleti iyi yöneten bir hükümdardır. Kitle psikolojisi kitabında şöyle denir “Bugün bile kitlenin bireyleri, önderlerince eşit ve adil biçimde sevildikleri gibi bir illüzyon (hayalin) varlığını gereksinir; oysa önderin kendisi kimseyi sevmek zorunda değildir, despot mizaçlı biri olabilir pekâlâ, mutlak bir bensevi (narsizm) peşinde koşabilir, ama kendine güven ve bağımsızlık içinde yaşar” (Freud, 2020, s.83). Bu şekilde bu sözcüğümü ve kitapta geçen prenslik konusunu destekler biçimdedir. Onlara hükmederken onlar gibi olmaz, her hileyi, her ayrıntıyı bilmeli herkese karşı tilki durumunda olmalı. Ve bir soylu gibi davranmalı bir aslan gibi de kuvvetli olmalıdır. Gerektiği yerde görev bilinciyle kötüyü ölçülü kullanabilmeli, acımasızlık değil bana göre çünkü gerektiğinde yapılmayan şey daha büyük bir sorunu getirebilir. Ahlaki değerlerin tamamını bilmekten gelen bir bilmişlik seviyesidir bu. İyiyi ve kötüyü çok iyi bir şekilde bilmişliğin getirdiği duyguların dışına çıkabilmiş ve duyguları iyi ve kötüyü en iyi şekilde duruma göre yönetebilme tekniği. Çünkü biz de iyi de var kötü de var ve tamamen bencil olmamalısın, kötü olamamalısın değil, bunu da kullanmalısın ama ölçülü bir şekilde. Kitabı eleştirenler de var tabii yazarını da ... Ama prenslikleri çok ustalıkla incelemiş bir yazar ve izlenimleri gerçeği yansıtmakta. "Kimileri ise, Machiavelli'nin siyasete gerçekçi bir tutumla yaklaşan, keskin bir gözlemci olduğunu öne sürerler. Bir yoruma göre, Prens'in görünürdeki ahlakdışılığı, ahlak açısından yansız bir tutum takınmanın, siyasetin işleyişini olumlu ya da olumsuz bir yargıda bulunmadan, bilimsel bir gözle değerlendirmenin ürünüdür" derler. Cumhuriyetçidir ve eğer prensliği tercih ediyorsanız bu kurallara uymanız gerek demektedir bir yönden. Ben okurken kendime bir şeyler kattığımı düşünüyorum, eğer doğru bir şekilde okunursa siz de öyle düşünebilirsiniz, iyi okumalar dilerim:)
Prens
PrensNiccolo Machiavelli · Can Yayınları · 201814.8k okunma
·
611 views
philosophia okurunun profil resmi
Kitap yorumuma eleştiri getiriyorum, prenslikle yönetmek isterseniz bunu uygulayın demiş ki evet öyle, ama haklılık payı vermemem gerekmiş çünkü(tam sözcüğü yazmıyorum benzerini yazıcam)"birkaç kötü adam için bir masumun hakkı bile yenmemelidir" sözünü öğrendikten sonra dinen de böyle bir davranışların olmaması gerekir. Machiavelli'de zaten bunu savunmuyor bence prens olacaksanız böyle olacaksınız mecburen diyor. O yüzden prenslik yönetim biçiminiz olmasın!(!)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.