SELİM İLERİ der ki..
Yalnızlar, taşrada büyük kentten gelmişlerin boğunçlu serüvenine açılır. Çok partili döneme geçiş sürecinde yaşananlar, Yalnızlar'a toplumsal bir arka plan oluşturur, öndeyse, hep bireyin yalnızlığı, bunalımı, çoğu kez trajik sonu. Bir ufuk darlığında buluşan büyük kentliler, ülküleri tükenmiş, hep aynı yarınları yaşayacaklarının algısında, gelgeç kurtuluşu içkide ve cinsellikte ararlar. Oysa çöküş adım adım yaklaşmaktadır. Yalnızlar'ın önemli bir özelliği ayrıntıların dile getirilişindeki ustalığı, titizliğidir. Bir ayrıntı zenginliğiyle sürüp giden eser, tek tek her ayrıntıyı romanın bütünüyle kaynaştıran, her ayrıntıya adeta 'ruh üfleyen bir yazarın emeğini belgeler."
Erhan Bener der ki...
Gerçekte yalnız olarak yaratılmış insanoğlu. Herşeyi kendisine göre biçimlemiş, herşeyi kendi isteğine göre yorumlamış. Uzaydaki yerini, toplumdaki yerini, kendine göre biçip şekillendirmiş. Aşk, dostluk, arkadaşlık, yardımlaşma bütün bu güzel şeyler, insanın bunlara kendince bir değer verdiği, belki de bilinçsiz bir çıkar duygusuyla bunlara bağlandığı, inandığı sürece var.***
Sevgili Zeynep birlikte keyifli bir okuma yaptık.
Az okunmuş bir kitap..
Umarım daha çok okuyucusu olur.