Selamlar, kitabı bitirdim ve “neden daha önce İsmet Özel okumadım?” diye düşündüm(sevdiğim kitaplara karşı rutin). Daha öncesinde şiir kitabını okumuştum ama düşünce yazıları daha farklıymış galiba İsmet Özel’in önce konuşmalarını dinlediğim için. Çünkü konuşmalarında yazara pek ısınamamıştım, açıkçası bana biraz dikkat çekmeye çalışıyormuş gibi gelmişti, yazılarını okusam daha çabuk severmişim. Okuması çok keyifliydi, zekice yazılmış düşünce kitapları okumak bana son zamanlarda aşırı keyif veriyor ve bu kitabın çok iyi bir zeka ürünü olduğunu okuduğunuz ilk metinden anlıyorsunuz. Kitap içersinde bazı katılmadığım noktalar olsa da(çok çok az) anlatım tarzı beni hiç rahatsız etmediği için kitabın keyfi kaçmadı. Zaten bence İsmet Özel okurlarını rahatsız etmeye çalışan bir yazar. Yazılar her ne kadar sıcak ve samimi bir üsluba sahip olsa da savunduğu düşüncelere ne kadar bağlı olduğunu ara ara serpiştirilmiş sert cümlelerden anlıyorsunuz. Bu sertlik inandığı doğruların gerçekten doğru olduğuna kesin bir şekilde inanmasından kaynaklanıyor yoksa dediğim gibi herhangi bir dikte etme çabası yok.
Kitabın ismini aldığı “taşları yemek yasak” kıssası ile yaptığı kapanışı da çok severek okudum gerçekten bu kitaba daha güzel bir isim verilemezmiş. Ben mutlaka okunması ve üzerine düşünülmesi gereken kitaplar arasında olduğunu düşünüyorum. Okumaya başlar başlamaz bitirilecek bir kitap değil, her metnin üzerinde durup düşünmek gerekiyor yani bence bir süre baş ucunuzda durması gereken bir kitap. İsmet Özel okumalarına devam etmeyi düşünüyorum ve güzel bir eserle başlangıç yaptım, hepinize iyi okumalar.