Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

376 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Ahh çektim son sayfada… Hiç kapatmak istemedim o son sayfayı. Hiç bilmediğim İstanbul’un semtlerinden, sokaklarından, evlerinden hatta fotoğraflarından geçtik
Mario Levi
Mario Levi
ile. Sanki kolkola gezdik İstanbul’u. Her semtin kendine özgü kokusunu anlattı o kokuyu duymaya çabaladım. Hikayelerini anlattı denk geldiğimiz fotoğrafların. Her fotoğraf aldı başka bir yere götürdü. Kimisinde içlendik o fotoğrafların; o derin pişmanlık taşıyanlarının altında yeniden ezildik, özledik bazı zamanları, bazıları hâlâ aslında aynı acıda kalmış bakarken farkettik, sustuk… Plak dinledik cızırtısında kendimizi duyduk çok yorulan ama yoruldukça anlamlı oluşumuzla. O kadar çok yer gezdik ki kolkola; kahveden, sahafa, aktardan, lokantaya, gazinodan, çay bahçesine… Çok severek ve yer yer ne güzel söylemişsin “ağzına sağlık be Mario kalemine sağlık! ” diyerek okudum. O kadar çok alıntı yapılabilirdi ki. Maalesef pdf okudum. Ama alıp koyacağım kitaplığıma mutlaka. Alıntıladığım yerlerin altını tekrar çizeceğim, tekrar okuyacağım duygulandığım yerleri. Ben bazı kitapların bazı insanların hayatımıza geç veya erken değil aslında tam zamanında girdiğini düşünürüm. Bu kitap da tam zamanında girdi hayatıma. Bugün okuduğum sayfalarındaysa tam da ihtiyacımı hissetmiş gibi sevgili
Mario Levi
Mario Levi
. Bir büyüğümün elimi elinin içine almış tüm samimiyetiyle iyi gelme çabasıyla sıralıyordu cümlelerini sanki. Şu cümlelerini bugünüme kazıdım: “Hiç kim­seyi suçlama ama yine de, hiç kimseyi. Suçlayarak bu kader­den kurtulamazsın. Seni büyütenler de başka yaralanmalar­dan geliyorlardı. Ayrıca suçlu yok biliyorsun. Suçsuz da yok. Yanlış, doğru, haklı haksız da... Sadece insan ilişkileri var...” (sayfa 355) “…insan en çok kaybettikleriyle kazanıyordu.Gerçek öğrenmeler, gerçek bedel­leri gerektiriyordu. Öğrendiklerim benden nasıl bir insan yaptı, söylemem zor. Sorunun cevabını verebilmem için baş­ka, çok daha uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkmam gerekiyor. Çok daha yalnız kalmayı göze almam. Sormam, sormam, sor­mam... En karanlık yere kadar gitmek istemem. En karanlık yere kadar. Asıl ve en sahici aydınlığı bulmak için. Başara­bilir miyim, bilmem. İnsanın denemeden sınırlarını göre­meyeceğini biliyorum en azından. Şimdilik, bu satırlara ışık tutmuş, dahası yön vermiş hüznümle yaşamaktan vazgeç­meye gönül indiremeyeceğimi de biliyorum…” (sayfa 375) “Tarih öğretiyordu ve öğrenmek öncelikle yaşamayı gerektiri­yordu. Yaşarken de bedeller ödemeyi bilmeyi, göze almayı...“ (sayfa 24) Benim severek okuduğum bir kitap oldu. Kendinizi sorgulamayı, hasreti, hüznü ve İstanbul’un özellikle eski halini seviyorsanız mutlaka okuyun derim. Bir fotoğrafta kendinize de rastlayabilirsiniz. Sevgi ve saygılarımla… Piraye
İçimdeki İstanbul Fotoğrafları
İçimdeki İstanbul FotoğraflarıMario Levi · Doğan Kitap · 201052 okunma
··
309 görüntüleme
Piraye okurunun profil resmi
Sen ne güzel bir dost olmuştun
Mario Levi
Mario Levi
bugünlerde elimden tutmana çok ihtiyacım var. Anlatacaklarını duymaya çok ihtiyacım var.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.