Gönderi

27 ekim.
Bazen seni düşünüyorum. Göğsündeki sigarayla karışmış parfüm kokunla hayal ediyorum. Büyük öpüşlerini, sımsıkı elle tutuşlarını, seviş kelimelerini. Bazen diyorum ki ne güzel seviliyorum. Evet hayatımda ilk kez sevildiğimi düşünüyorum ama daha da önemlisi bunu görüyorum. Körü körüne bi inanç değil bu. Sen benim mentorum, kültür adam, arka plandaki fikir insanı ve içki gurmesi. Sorun hangi et nasıl yenir, en güzel meze nedir, tarih, siyaset ve bilimum daha bilgiyi. Tanısanız ona imrenirsiniz, önyargısız, sevgi dolu, v7efa bilen ve isteyen, ve bu zamanda düzgün insanoğlu olan biri. Çünkü fikre bakar insanda. Bilmediği tek konu ayın görünüşleri gibi bi konu. Az anladığı da ingilizce galiba. Onu kendim test ettim. Hemen gözleri dolar benim hayat hikayelerime, yaşadığım zorluklara ve eski hikayelerime. Mutlu sonla bitenlere oy kızım benim der, yüzümü alır avuçlarına ve öper, bağrına basar. Benimse gözlerim kendimi gizlemekten dolmayı unutmuş. Ama bazen ondan kaçıp bi kaç saniyelik ağlama krizim olmuyo değil. Parmak uçlarını sımsıkı tutunca, koluna ve göbeğine sarılınca o an kaçıp ağlamıyo rolü yaparım. Yemek yerken nım nım diye ses çıkartır ve çok sevdiği bol limonlu salatadır.Senin hayatındaki limon ben miyim? Hani hayatımın civcivisin demiştin ya bana. Hayatının lezzet limonu, her şeyden sıkıldığın anda hayatında beliren minik limonun muyum? Kaçış noktan mıyım? Biblom der bana ve biblo gibi davranır. Tıpkı kendi evladı gibi sever ve kollar beni. Kıjım der, sırt çantamı taktıysam civciv ördeğim der, en çok balım ve kurban bayramına öze7l de pirzolam. Iyi kalpli kızım, benim küçük iyilik meleğim de benim en sevdiklerim. Yeni tanıştığımız bi gece ona telefonda hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Mutfak masasında kahve içmeli ilişki8 istiyorum demiştim. Çok daha fazlası oldu, hepsi için teşekkürler. Ne aradığını bilmeyen birini mutlu etti aylarca. Hani sık bahsedilen şeyler değerini yitirir ya, biri sana beni sorsa vereceğin cevapları bilerek öyle mutlu. Hatırlar mısın seni ilk gördüğümde aa ellerinle ne kadar sıkıyosun hislisin demiştim. Alıştım zamanla. Tükürüklü öpüşlerine de, sen kimin yavrususun diye soruşlarına da, acıkınca sinirlenmene de, sinirlenince geçmesine de, bana özel olan her şeye. O hayatıma girdikten sonra koridorda yavaş yürümeye başladım, yazdığım mesajları imlaya uygun yazmaya başladım, daha büyükmüşüm gibi davranmayı ögrendim. Galiba büyüyorum. Görmeye başladım belki de. Senin dediğin gibi potanselim varmış belki de kim bilir. O iyi biridir. Kimsenin kötülüğünü istemez, kahkahalarla güler, sinirlenince kızarır, köfte dudaklı olur, her şeyin en kalitelisinin olmasını ister, yemek seçer, müzik seçer, kitap seçer. Tabii bu durumda8i ben de seçilmiş oluyorum. Ve bence seçilme nedenim sadece saf biri olmam, saf derken henüz içi kirlenmemiş, hayatın küçük hesaplarına daha girmemiş hatta belki de hiç girmeyecek olmam. Boş verdim diğer kadınları, kendimi kıyaslamayı bıraktım. Şu an ben varım. Onların şarkılarını, sözlerini, yaptıklarını önemsememeyi de ögrendim. Hikayede beni soracaklar olabilir. Ee sen napıyosun bu esnada diye. Ben iç dünyamda kendinden nefret eden, var olmaya çalışan, yorulmuş, arada kalmaktan kendine bakamaz olmuş biriyim. Ciddi konular hariç her şeyi konuşurum, ve O bilir ki ellerimle kollarımla anlatırım her anlattığımı. Peki bende neler değişti? Bunları tek tek yazamam ama çok şey. Şimdi git ağlaman bitince gel diyerek ama saygı da göstererek olmaz dediğim şeyleri yaptırdığını gördüm. O bana kola bardağına limon konduğunu gösterdi. Kolayı içerken çok düşündüm. Kola lan bu dedim. Bu güne kadar hiç limonlu içmedim. Güzel oluyo tavsiye ederim. O an anladım hayatı dolu yaşamak böyle sanırım. Kolamızı bile süsleyerek, lezzetlendirerek. Artık her yediğim içtiğim süslü. Süssüz olsa da seninle, birlikte, güle ağlaya, iyileştirerek, öğrenerek, öğreterek, severek, sevişerek. Hem de deli gibi. Bi gün demiştim ya hani sen gitsen bile ben senin gölgen olucam yer yüzünde. Işte öyle.
··
151 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.