İnsan Yıkıcılığı İncelemesi
İnsanın yıkıcı tarafının kökenlerini, sebeplerini inceleyen başarılı bir araştırma kitabı. 
Anthony Storr kitabında yıkıcılığın sebeplerini anlatırken birçok bilim insanının çalışmalarını referans göstermiş, alıntılar yapmıştır. Frevol, Sionn, 
Charles Frederick Rycroft , Schilder ve tabi ki 
Sigmund Freud alıntı yapılan bilim insanlarının bazıları. Kitap 5 bölümden oluşmakta:
1. İnsan Saldırganlığını Doğası
2. Saldırgan Kişilik Bozuklukları
3. Sadomazoşizm
4. Paranoyanın aynı Anda Birçok Yerde Mevcut Olma Hali
5. Nasıl Yapılmalı?
Kitap bu sorunu hem psikolojik hem de sosyolojik temelde inceliyor. Kişini şiddete olan meylinin doğal ve/veya çevresel etkileri, bireyin kendini aşağılanmış, yetersiz, değersiz hissettiği durumlarda şiddete yatkınlığı (Anayurt Oteli- Zebercet Sendromu), insanların itaat etmeye olan eğilimleri, psikopatik bozukluklar, şiddetin güdüsünün öfke mi yoksa korku mu olduğu kitabın psikoloji ile ilintili olan kısımlarında bahsedilmiş. Sosyolojik olarak da iki önemli olay üzerinden çıkarımlar yapılmış; 17. yy’da gerçekleşen cadı avı ve 2.Dünya Savaşı sırasında gerçekleşen Yahudi Soykırımı. Bunun dışında Vietnam Savaşı sırasında gerçekleşen savaş suçları, atom bombasının sebep olduğu kitlesel yıkımlara ve Yunanistan’daki askeri cuntanın yetiştirdiği işkence ekiplerine de değinilmiş. Sosyolojik tabanda yapılan değerlendirmelere kısaca göz atacak olursak:
• İnsanların içindeki paranoyak potansiyelin kötü amaçlarla sömürülmesi, kitlesel kıyımlara sebep olabilir. İnsanın hayal gücünün genişliği bilimde ve sanatta muazzam başarılara imza atılmasına sebep olurken aynı zamanda kötülük için de kullanılabilir. Hitler’in Yahudileri şeytanlaştırması, her türlü kötülüğün anası olarak gösterilmesi ve bunun hayali birtakım olaylarla güçlendirilmesi sonucu, Alman toplumuna empoze edilen Yahudi karşıtlığı.
• Şiddetin genelde alt kesimde görüldüğü. Bunun sebebi olarak da alt kesim insanlarda görülen öz güven eksikliği beyaz- siyah çatışması ekseninde anlatılmış. Kitapta geçtiği şekilde: “Fakir beyazlar sosyal toplumun en alt tabakasına yakın olduklarından ve bu nedenle özgüven eksikliği duyduklarından, kendilerini üstün hissedecekleri, sık sık aşağılayıp zulmedecekleri daha alt bir sosyal tabakaya gereksinim duyarlar. Bu tabaka da tabi ki siyahiler bulunmakta. Buna karşın beyaz nüfusun iş gücü bakımından siyahilere ihtiyaç duyduğu bölgelerde linç olayları daha azdır.
• Fakir insanların statülerini kabullenememesi, şiddeti statü kazanmanın bir yolu olarak görmesi.
• Ünlü Milgram deneyinden yola çıkarak bireyin otoriteye itaat etmesi sonucu sorunluluk algısının ortadan kalkması
• Nüfus artışının şiddetteki artışla orantılı olduğu
Ek olarak şiddetin Serotonin hormonu miktarındaki azalışın saldırganlık seviyesini arttırdığı, kıtlık, protein ve karbonhidrat bakımında yetersiz beslenmenin de yine şiddet olaylarını arttırdığından bahsedilmekte. Beni en çok şaşırtan kısım ise 
Marcel Proust ’un sado-mazoşizme olan eğiliminin anlatıldığı kısım.
Anthony Storr yalnızca problemlerin neden kaynaklandığını anlatmamış kitabında. Uygulanabilirliği tartışılır bazı çözüm yolları da sunmuş. Mesela eşitsizliğin azaltılması, yoksulluğun hafifletilmesi, insanların özgüvenini yükseltecek, bu da şiddete olan eğilimi düşürecektir demekte.
Kitabı genel olarak beğendim. Kısa olmasına rağmen tatmin edici bir kitap. İnsan doğasının karanlık yüzünü görmek için ideal bir eser diyebilirim.
··
301 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.