DURMUŞ SAATLER DÜKKÂNI
Gamze Güller, kaleminden daha önce tanıştığım bir yazar. Bu kitabı ne zamandır merak ettiğim bir kitaptı. Denk geldi ve okudum. Kalemi hakkında net bir beklentim olmadığından olumlu veya olumsuz bir yargım yoktu. Beklentisiz olmak okumayı kolaylaştırıyor. Bu beklentisizliğin okuma üzerindeki çeşitli etkileri ayrı bir yazının konusu olabilecek potansiyelde olduğu için çok fazla dallandırıp budaklandırmamayı düşünüyorum bu durumu.
Doğrudan kitaba geçelim.
Bütün öykülerle ilgili kısa kısa notlar düşmek istiyorum. Kitaba da adını vermesi hasebiyle son öyküden başlayıp tersten inceleyeceğim öyküleri.
Ama ondan önce geneli kapsayan birkaç kelam edeyim
Kitap benim için ortalama bir öykü kitabıydı. Yoğun zamanlarda kaliteli ama hafif kitap arandığında ilaç gibi gelebilir. Ortalama belki ama okunmaya değer. Kaldı ki ortalama kavramı yüksek kavramıyla ne kastedildiğiyle doğru orantılı olunca…
Durmuş Saatler Dükkânı
Büyülü Gerçekçilik ögelerinin hakim olduğu bir öykü bu.
Çok uzak, dolaylı bir bağlantı belki ama bu ögeler, zamanın durdurulması/dondurulması durumu bana Onur Ünlü’nün Sen Aydınlatırsın Geceyi filmini hatırlattı.
Onun dışında insan ister istemez bu öyküyü Saatleri Ayarlama Enstitüsüyle, kahramanları oradaki kahramanlarla karşılaştırıyor.
Nefise Hanım’da da biraz Muvakkkit Nuri Efendi mistikliği var sanki. Biri ayarlıyor, diğeri durduruyor ama aynı aşk, aynı şevk, aynı heyecan
Tanpınar zamanında kendimizi zamana ayarlamakta zorlanırken şimdi de zamanın elinde ufalanışımızı mı görmeliyiz bu öyküde? Düşünmeye değer. Peki bu gazeteciden Hayri İrdal gibi bir öğrenci çıkar mıydı?
Bilinmez
Güzel bir öyküydü.
Basit Bir Öğle Yemeği
Yer yer Büyülü Gerçekçilik seziliyor bu öyküde de. Gizemli bir ölüm
Figen’in başına ne geldi acep
Bilinmez
İyi bir öyküydü.
Her Şey Nasıl Başladı Meral
Aman aman bir öykü değildi bence. Diğerlerine göre daha basitti.
Normalde Leytmotive’leri severim ama buradaki Meral tekrarı… Ne bileyim, pek…
Akşamları Işığı Yanan Evler
Gizemliydi, Sonu okura bırakılmıştı Güzel bir öyküydü gerek gizemi gerek psikolojik tahlilleriyle.
Sözcüklerin Tortusu
Güzel bir sorgulama öyküsüydü. Hüzünlü bir zarafetle aralanmış öyküde çocukluğun çekmecesi.
Buradaki “… değildi aradığı. Öyleyse ne?” Leytmotive’i güzeldi ama. Hem bir renk hem de hoş bir ritim katmış.
Sonsuz Aşk
Bu öykü hakkında yazacak pek bir şeyim yok. Bildiğimiz, klasik metafizik öykülere benziyor. Hani böyle bazı tasavvufi metinlerde olur ya… Çok çirkin bir adam, çok güzel bir kız… Sesi, sözü hiçbir şeyi olmayan sadece seven ve sevilen güzel bir kız.
Sevmedim açıkçası
Nehir
Masalın gerçekliği mi gerçekliğin masalı mı?
Bunun adı Büyülü Gerçekçilik mi?
Diyebiliriz sanırım.
Hoş bir öyküydü.
Rüya Tekerleği
Güzel bir korku öyküsüydü bence.
Bana Ümit Ünal’ın Ses filmini hatırlattı. Benzer sonları var.
Biri kurtulmak istediği seslerden dolayı kulaklarını kesiyor, diğeri görmekten kurtulmak için göz kapaklarını
Hayatım Roman
Son derece yorgun olduğum bir zamanda okumuştum ve çok iyi gelmişti. Çok eğlenceli bir öykü. Kahkahalarla gülmüştüm.
Yani iyi bir öyküydü.
Cafer
Fantastik, tatlı bir öyküydü.
Güzel bir alıntı bırakayım bu öyküden
“Sözcüklerin büyüsü var. Doğru zamanda doğru şekilde söylediğimde bir şeyler değişiyor. Açıklamak zor ama biliyorum işte. Ona dev dersem dev olur ama arkadaşım dediğimde yalnızca arkadaşım. Hem belki büyüyünce ben de dev olurum.” (S. 39)
Post Mortem
Ortalama bir öyküydü bence.
Karakterlerin ikisinin yerine de kendimi koyduğumda ikisinin de aynı olduğunu gördüm. İkisi de haksızdı bence. Her ne kadar adam kendini suçlasa da kız da onun ruhunu görmüyor. Lunaparkı sevmediğini bile bile zorlaması aynı şey.
Rüyalarımın Kadını
Sevmedim bu öyküyü. Yazacak pek bir şeyim yok ama
Çağrışım bakımından bana Ruby Sparks filmini hatırlattığı notunu düşmek isterim.
Belalı Gemi
Yani… Pek sevdiğimi söyleyemem. Rüyalarımın Kadını ve Sonsuz Aşk ayarında bir öyküydü bu da
İçeride Kim Var
Güzel bir öyküydü. Eğlenceli.
Çok dolaylı bir bağ, birçok kişiye garip bile gelebilir ama merak ögesinin canlı tutulması ve öykünün ilerleyişi bakımından bana Sait Faik’in Hişt Hişt öyküsünü hatırlattı.
Güzeldi
Özetle
Okunabilir bir kitaptı.
27.04.2022