Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Din dogma mıdır?
Kavram, toplum–kültür tarihi itibâriyle, esâsta, tecrübeden kaynaklanmakla birlikte, kişinin kendi yaşama dönemi içerisinde bahsi geçen temelden uzaklaşmıştır artık. İdrâkötesi salt düşünme dediğimiz soyut birimler üstüne yahut onların arasındaki bağlara ilişkindir. Bu itibârla kavramsal düşünme ve daha ötesi tefekkür, çok önemli ölçüde tasavvurdan bağımsızdır. Kısacası, ‘kavram araştırması’ demek olan ‘felsefe’nin oluşturduğu, ve insanın başarabildiği en geniş boyutlu yapı, ‘sistem’dir. ‘Felsefe sistemi’, dayandığı belli bir ‘bilimin teorileri’ yoluyla ‘vakıa’lar veya ‘vaka’lar zemînine indirilebilinir. Sistemin yüreği ‘metafizik’tir. Orada daha ziyâde araştırma sürecinde bilimin cevap getireceği sorular belirlenir. Bu da bize felsefe sisteminin gelişmeye açık bir yapı olduğunu gösterir. O, bu temel özelliğine aykırı bir tavırla belirlediği sorulara, bilime doğrudan doğruya başvurmaksızın, cevap getirmek emeline yeltenir de, bulduğu karşılıkları sarsılmaz, kesin doğrular olarak kabul ederse, ‘kapalı sistem’e dönüşür. İşte, sarsılmaz, kendilerinden artık şüphe duyulmayacak derecede kesin doğrular olarak kabul olunan fikrî değerlere ‘dogma’ denir. Dogmalardan örülü fikir şebekesi ‘öğreti’dir. Düşüncelerin belirlediği davranışlarımıza, hâl ile hareketlerimize ‘eylem’ diyoruz. Şu hâlde, bilinçsizce yapılan insan hareketleri eylem olarak nitelenemezler. Görüldüğü gibi, eylem, insana mahsus hâl, hareket ile davranıştır. Belli bir öğreti, belirli bir toplumu oluşturan ‘yediden yetmişe’ her bireyin tüm eylemleri ile yaşantılarını tayîn edip biçimliyorsa, ona ‘ideoloji’ denir. Demekki ideoloji, bir toplumu baştan aşağıya belirlemek iddiasını taşıyan kapalı bir ‘spekulativ metafizik sistem’dir. Yapısı ile özelliği gereği ‘dogma’, ‘imân’ın; ‘ideoloji’ de, ‘din’in mantıkca tersidir. Öncekisi, ‘beşerî akılyürütmeler’in ürünüyken, sonrakisi aklıaşkın doğaötesi Kudretin insanlığa Tebliği sonucudur. Nitekim, yine birincisi, Yeniçağ dindışı Batı Avrupa medeniyetinde dinin, gündelik hayatın gündeminden çekilip çıkarılması sonucunda ikincisinin boş bıraktığı mevkii doldurma çabasına girmiştir. Türkcede ‘~cilik’ yahut ‘~cılık’, Fransızcada ~isme sonekleri, ideolojiye, ideolojik yahut ideolojimsi akım ile harekete işâret ederler. İdeoloji teriminin kendisi de, Türkceye “fikirler şebekesinin mantığı” diye aktarabileceğimiz, “logique du réseau des idées” demektir. Terimi bu anlamıyla ilk tarîf edip kullanan, Etienne Bonnot de Condillac’ın (1714 – 1780) öğrencisi olan, Antoine Louis Claude Destutt de Tracy’dir (1754 – 1836). Destutt, Immanuel Kant’taki metafiziğin eleştirisini kendisine esâs alarak bu kavramı ve ondan hareketle ideolojiyi irdelemiştir. Destutt’e bakılırsa, insanın varlığı ile tarihinin incelenmesi anlamındaki metafizik, doğa araştırması demek olan fiziğin doğal devâmıdır. Nihâyet, “insanın özgül olarak düşünce varlığının tarihi” (Fr “histoire intellectuelle de l’homme) ve “fikir bilimi” (Fr “science des idées”) diye belirlediği ideoloji, Destutt’e göre, zoolojinin parçasıdır. Filvakî, Karl Heinrich Marx da, bu terimi, Destutt’ten alıp ilk defâ “Alman İdeolojisi”nde (Alm “Die Deutsche Ideologie”) kullanmıştır. Ancak, burada Destutt’ünkinden epeyi değişik yeni bir tarîf denemesinde bulunmuştur. Buna göre ideoloji, insanın maddî ile iktisâdî şartları çerçevesinde bilinç kazanması sürecinin ifâdesi ve araştırılışıdır. Bizse ideolojiyi ‘fikirlerden örülmüş şebeke’ tarzında tarîf etmeğe devâm ediyoruz. (Teoman Duralı, Çağdaş Küresel Medeniyet, Tertiplenmiş İkinci Baskı, Sayfa 102-103-104.) metafizik sistem içerisinde "kapalı sistemler"e dogma denir ve dogma imanın tam tersidir.
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.