Gönderi

196 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Topluma yabancılaşan 8 insanın öyküsü.
Kitabımız 8 öyküden oluşuyor. Hayatlarında dikiş tutturamayan, topluma yabancılaşıp kendi içlerine dönmüş 8 kişinin öyküsü bunlar. Yazarımız diğer eserlerinde de yaptığı gibi, bu kişilerin başına gelenlerden çok, ruhsal serüvenini, iç monolog ve bilinç akışı tekniğiyle gözler önüne sermiş. - Beyaz Mantolu Adam Yabancılaşma, dilenci metaforu üzerinden anlatılmış. Metafor konusunda yazarımız yine hünerlerini sergilemiş. Dilencilikle başlayan öykü, karakterimizin bir manto satın almasıyla bambaşka yerlere varıyor. Vurucu bir şekilde hikâye son buluyor. - Unutulan Tavanarasındaki tozlu raflarda gezintiye çıkan kahramanımız, unuttuğu sevgilisinin ölüsüne rastlar. Elbette orda gerçekten bir ceset yoktur, sevgilisini aldattığı için adam intihar etmiştir ve ordaki sözde ceset, vicdanının ortaya koyduğu metaforik algıdır. Öykü boyunca, kafasında sevgilisiyle dertleşip vicdan muhasebesi yapar ve anılarını acıyla harmanlayarak tazeler. - Korkuyu Beklerken Sıradan ve diğer öykülerdeki karakterler gibi topluma yabancılaşmış, yalnız bir yaşam sürdüren şizofrenik belirtiler gösteren ana karakterimiz, evine gizli mezhepten gelen bir mektupla daha da içine çekilir. Ubor Metenga adlı bu gizli örgüt hayatını ve düzenini bozup mahveder. Korktuğu her şeyin başına gelmesi, özellikle yalnızlıktan korkup yalnız kalması onun karakterini oluşturmuştur. Mektup üniversitesinde, kendini yetersiz gördüğü için genel kültür seviyesini yükseltmeye çalıştığı kısımlar tek düze ilerleyen öyküye bir hareket katıyor. İç monologlara bu hikâyede bolca yer verilmiş. - Bir Mektup İlk sayfalarda ana karakterin yalnızlığı vurgulanarak hikâye başlıyor. Karakterimiz, uzun zaman yalnız kalmış olmanın verdiği özgüvensizlikle, kendisinden her bakımdan üstün gördüğü işverenine mektup yazıyor. -Her ne kadar mektubu göndermese de- Mektubun yazılış amacı, yazanın küçük detaylara fazla kafa yorması, detaylarda boğulması. 2 yıldır başından geçen her şeyi, aklına geldiği gibi kağıda döker. Sevgisizliğini beraber olduğu ihtiyar kadın, yavru köpek ve ‘üçüncü şey’ adlı karakter üzerinden ifade eder. İç Monolog tekniği bu hikâyede de fazlasıyla başarılı kullanılmış. - Ne Evet Ne Hayır Reklamcılık sektöründe çalışan bir adamın kalemini beğenmeyen müdürün, onu gönül işleriyle alakalı bölüme almasıyla aldığı mektup, hikâyenin ana konusunu oluşturuyor. Mektuptaki karakterimiz umutsuz bir vaka ile baş başadır, platonik aşkını tüm umutsuzluğa rağmen mektubunda anlatır ve mektubu yazdığı reklamcımızdan olumlu bir şeyler duymak ister. Mektubunda noktalamaya yer vermeyip iç monologlara fazlasıyla yer verdiğinden reklamcımız bunları parantez içinde müdahalelerle düzgün bir sıraya koyarak arkadaşlarına okur. - Tahta At Şehir merkezine yapılan Truva Atı heykeli üstünde şekillenen hikâye Oğuz Atay’ın ironik anlatımıyla ilginç hâle geliyor. Baş karakterimiz ve etrafına topladığı değişik meslekten kişiler, güzelleştirme derneği başta olmak üzere, belediye reisi vs. meydan okuyarak tarihsel olgulara yapılan göndermeyle final yapıyor. - Babama Mektup Babasının ölümü üzerine onu biraz olsun onore etmek için ve değiştiğini göstermek adına ona mektup yazar. Karakterimiz hikâye boyunca babasına benzemek isteyip istememek arasında bocalar. Bunu da birçok yaşanmışlık üzerinden anlatır. Fazla ve gereksiz Arapça ve Farsça kelimeye yer verildiğinden konu güncel de olsa hikâyeden keyif alamadım. - Demiryolu Hikâyecileri • Bir Rüyâ Bir demiryolunda hikâye yazarlığı mesleğini icra eden üç insanın kısa ve garip öyküsü. Zorlu şartlara rağmen yılmayan üç hikâye yazarı. Bu hikâyede yazarımızın kendi hikâye anlatım serüveninden izler buluyoruz. Demiryolu mekân tasvirini metaforik olarak etkileyici şekilde hikâyeye serpiştirmiş. Bu son hikâyesindeçok sade bir üslup tercih etmiş.
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,7bin okunma
·
413 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.