Uzun zaman önce okuduğum Turgut Özakman'ın, -kronoloji olarak Şu Çılgın Türkler'den sonra yazılsa da- Cumhuriyet Dönemi üçlemesinin ilk kitabı olan Diriliş'i, anlam ve önemine layık olması açısından bugün paylaşmak istedim. Osmanlı'nın yüzyıllar boyunca kazandığı toprakların birkaç ay içerisinde kaybedilişinin acısı ile başlayan eser, buna "dur" demek isteyen İttihatçıların milliyetçi hareketlerini anlatarak devam eder. Devlet Hazinesinin de suyunu çekmesinin üzerine kendini 1.Dünya Savaşı'nın kucağında bulan Osmanlı'nın ölüm yolculuğu anlatılmıştır. Hazır olmadan girilen dünya savaşının -özellikle ikmal kanallarının da tıkanması ile- nasıl bir faciaya dönüştüğünü gözler önüne seren Diriliş'i okurken, Çanakkale Savaşına yazarın belgelere dayandırdığı olaylarla adeta "saati saatine" şahitlik ediyoruz. Dünya Savaşı'nın Türk milleti üzerindeki "diriliş" örneği olan Çanakkale Zaferi'nin, Kurtuluş Savaşımızın kıvılcımı olduğuna dikkat çeken usta yazar, ateşten gömleği giyen Mustafa Kemal'in askeri ve insani zekasına da detaylıca yer verir. Ve ne yazık ki günümüzde bile devam eden din tüccarları ile baş etmenin zorluğunu, Gazi'nin düşmandan önce milleti içinde çıban etkisi yaratan bu cahillikle savaşma zorunluluğunu anlatır. Eserin en dikkat çeken yönü hurafelere, ucuz kahramanlık öykülerine ve hamaset edebiyatına yer vermeden, yazarın uzun yıllar boyunca bizzat Çanakkale coğrafyasında gezi yaparak edindiği birikimlere, araştırmalara ve belgelere dayandırmasıdır. 353 baskı ile milyonlarca Türk gencine eşsiz bir armağan olarak kalmasının yegane sebebi de budur bence.

DirilişTurgut Özakman · Bilgi Yayınevi · 20145,2bin okunma

·

185 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

üdebakitap