Gönderi

224 syf.
8/10 puan verdi
Andreyev'in Arafı
"Yeryüzüne geleli şunun şurasında kaç gün oldu, ama şimdiden birkaç kez tımarhanenin sararmış duvarları, davetkar biçimde aralanan kapısı gözümün önünde belirdi." (s.4) Savaş; ilk önce arzu ve isteklerin fısıltılarıyla başlar ve ardından bu fısıltıların kanla yazılan marşlarına döner. Bütün vahşetin, kaosun, korkunun ve nefretin kaynağı olarak gösterilen şeytanın yanına cesetlerinden arınmış sayısızca insan gelmesi, hiçbir şeyden haberi olmayan şeytan için sürpriz olmuş olacak ki kendi cehennemi sıkıcı gelecek ve Bay Wandergood'un bedenini sahiplenecek.
Şeytan'ın Günlüğü
Şeytan'ın Günlüğü
eseri, süregelen ancak modernize edilmiş halleriyle mezhep savaşları ve dönemin getirisi olarak kabul görülen Rus devrimleri bağlamında incelenmesi gerekmektedir. Eserin günce olarak kaleme alınması ise tesadüf değil, otobiyografik bir gerçek ve sembolik bir tablodur. Kavram yerindeyse yazar, "umut ve umutsuzluk dengesinde" bir diyalog içindedir. Çarlık rejiminin, işçi ve halk kesimi tarafından olumsuz karşılanması akabinde gelişen devrimler; sadece toplumun bir iç çatışması değil aynı zamanda bireyin bir iç çatışmasına dönmüştür. Eski ve yenidünya arasında kalmış olan Andreyev'in, eserlerinde neden "araf" olgusu üzerinden gittiği bu şekilde açıklanabilmektedir. Yazarların siyasi bir görüşü savunmasının zamansız bir suç olması göz önünde bulundurulursa, Andreyev'in amacı "tarafsız siyaset" yapmaktır. Eserin amacı halka devrimi anlatmak değil esasında devrim sonrası olabilecek her türlü yenilikleri göstermektir. Tarihsel inanç ve din düzeni gereği Katolik mezhebine de karşı gelen Andreyev, politik ölümleri aynı zamanda din çerçevesi bağlamında aktarmıştır: "Kutsal mihrabın da paraya ihtiyacı var Bay Wandergood. Dünya belki rasyonalist olmadı ama, epey bir inançsızlaştı ve haliyle işleri yürütmek de biraz zorlaştı. -Derin bir nefes aldı ve devam etti:-Siz sosyalist değilsiniz değil mi Bay Wandergood?..Ah, çekinmeyiniz, artık hepimiz sosyalistiz, hepimiz açların yanındayız. Bırakalım yedikçe yesinler: Ne kadar tıkınırlarsa o kadar ölürler, anlıyorsunuz ya?" (s.57) Politik ölümlerin olduğu yerde çarptırılmış dinler, Andreyev'in eserinde Katolik mezhebidir. Yazarın Şeytan'a "günahlarını" anlatan bir papa yaratması hem mezhep ötekileştirmesi hem de esas "günahkar" kim sorgusunu yöneltmek olarak görülebilir. İnançlılar ve sosyal ateizmi savunanlar arasında da bir köprü kuran Andreyev, Şeytan'ın Thomas Magnus karakteri karşısında afallamasıyla karşımıza çıkmaktadır: "Peki bugüne kadar Tanrı'ya kendini adamış herkesin, bütün inançlarının küfürden ibaret olduğunu bilmiyor muydunuz? İnsanlar ellerindeki hamur parçasına İsa'nın eti diyebiliyorken, Sikstus ya da Pius diye birileri çıkıp sakin sakin, üstelik bütün Katoliklerin fikir birliğiyle kendilerini İsa'nın elçisi ilan edebiliyorken neden siz de, Illinois'dan gelmiş bir Amerikalı olarak İsa'nın mesela... valisi olmayasınız? Bunlar küfür değil Bay Wandergood, yalnızca alegoridir ve yontulmamış kafalar için elzemdir." (s.46) İnsanlardan nefret eden Thomas Magnus ve tam karşısında onları ilginç bulan Şeytan'ın bir diğer farkı da "ölüm" olgusudur. Bu dünyada ölümün olmasının sorumlusunu insanın kendisi olarak gören Magnus, devlet ve toplumdan kaçak bir şekilde yaşayan fakat eserde devrimci bir zihniyete sahip olan bir karakterdir. Şeytan'ın ölüm olgusu din çerçevesi doğrultusunda öğrenilmiş "takdir" söylemine kadardır. "Doğru, yüzüne basıldığını hissetmeyen leş, bizim George'du!" (s.13). Öldürülen binlerce işçinin Çar için ne anlam ifade ettiğini Şeytan üzerinden açıklamaya çalışan Andreyev; ölüm olgusunu iki karşıt parti, din inancı ve perspektiften aktarmıştır. Şeytan'ın cehennemden sıkılıp yeryüzüne inmesi çoğu dini kitap ve inançlarda "araf" kavramıyla eşdeğer bir konumdadır. Eski ve yenidünya arasında kalan Andreyev ve soyut bir dünyadan somut dünyaya geçiş yapan Şeytan; ölmek ve yeniden doğmak algısını yaratmaktadır. Yeni ve eşit bir sisteme geçmek için ölümün basitleştirilmesi, insanların mensup olduğu partiler yüzünden ayrılması ve bu dönemin ahlaki değerlerinin Şeytan'ın yanında daha "korkutucu" bir hale bürünmesi;
Leonid Andreyev
Leonid Andreyev
'in umutsuzluk edebiyatını oluşturmaktadır. Cehennemin kralı olarak adlandırılan Şeytan'ın bile dünya düzenini "cehennem" ve insanı "iblis" olarak adlandırması, yazar açısından bahsedilen sorunun cevabını vermeyi başarmıştır.
Şeytan'ın Günlüğü
Şeytan'ın GünlüğüLeonid Andreyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,929 okunma
·
469 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.