Gönderi

Güneş’in etrafında on kere döndü dünya
Sonu olmayan bir sessizliğin uğultusu vuruyor, yokluğunla örtülmüş penceremin camlarına. Hiç susmayan bir sesin katili olduğumu haykırıyor bana. Belki de katili olduğum bir sevda hayalinin parmak izlerini çiziyorlar camlarıma ya da ben bu izleri saklıyorum avuçlarımda. Kayıp giderken sen hayatımdan, ben hala dönüşünün ihtimaline sığınarak geldiğinde sana ısmarlamak için hoş geldin şiirleri yazmakla avutuyorum kendimi. Bana bakma sen kendimi avutmakta uğraşıyorum yine. Gittiğin yerde mutlu olma hayalin bile etimden parçalar koparsa da sen asla dönme geriye. Hem sensizliğin kültürü sinmiş artık coğrafyama. Konuşuyorum işte sensizliğimle, bir hayli de anlaşıyoruz aslında olmayan sesinle. Artık inkar dönemini geri de bırakıp kabullenme aşamasına giriyorum kendimle. Önce suçlu olduğumu itiraf ediyorum kendime sonra seni haklı bir halde buluyorum kalbimin kuytu bir köşesinde. Sevginin yetmediği şey yok diye haykırıyorken her yerde, sevgimin mağlubiyeti ile çöküyorum dizlerimin üzerine. Seni kaybetmiş olmanın gerçekliği çarpıyorken yüzüme, gittiğin yerde mutlu olabilme hayalin bir anne şefkati ile değiyor tenime. Velhasıl kelam sen bu gönle düşeli Güneş’in etrafında on kere döndü dünya. Ancak sen cemre olarak düştüğün gönlü onuncu yılında bir çorak toprağa dönüştürdün. Bunlar son hatıralar artık, bir rüzgardın belki de estin ve geçtin hayatımdan. Bir sel’din önce su verdin çiçek ettin, sonra talan ettin ezdin geçtin. Belki de on yıldır ara ara kabusları olan bir rüyaydın ve artık beni uyandırdın ben uyandıkça sen kayıp gittin. Belki başka rüyaya ya da başka bir hayata. Sen on yıldır zaten hep giderdin ayaklarınla ve ben hep peşinden gelir bulur severdim yine seni ama bu sefer ki gidişinde sadece kalıp sevebildim seni. Çünkü bu sefer ayaklarınla değil başkasıyla gittin. Sessizce geçiyorum bir köşeye ve sesini yükseltiyorum radyonun Yaşar Kemal sesleniyor. “Çın çın ötüyor yüreğimin kökünde Şu dünyanın ıssızlığı Tanrı kimsenin başına vermesin Böyle bir yalnızlığı.” Hadi şimdi sen söyle Çukurova’nın topraklarına düşmüş en bereketli tohum “Hangi merhem çaredir şu derdimize?”
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.