Gönderi

178 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Murathan Mungan GEYİKLER LANETLER
“Suyun toprağa dediği yerde başlar bu efsane, Kimi der: Bin yıl önce; Kimi der: Efsunlu zamanlarda, Kimi der: Geçenleyin, Kimi der: Düşümde. Sözün kısası: işte size seyirlik bir hikaye! Öyle bir hikaye ki, Geyikleri ve Lanetleri anlatır; Kaldırın geyikleri, kaldırın lanetleri” Masal havasında, şiirsel bir anlatımla, gelenekler, töreler ile yoğunlaşmış, efsaneleşmiş çok başarılı bir tiyatro oyunu ile başbaşayız. Murathan Mungan’ın hayran olduğum ikinci kitabı bu oldu. “Şairin Romanı” hayran olduğum ilk kitabı. Ayrıca şiirlerini de her zaman büyük bir zevkle okuduğum ve beğendiğim bir yazar , şair ya da oyun yazarı diyebilirim. Şarkı sözleride var bu arada, çok yönlü bir sanatçı. Kitaptaki şiirler ve Mesajlar büyülüyor insanı . Öylesine yoğun ve çekiçi bir anlatım tarzı varki okyanus gibi sonsuz. Bazen rüyada görülenler, bazen yaşananlar akıcı ve şiirsel anlatımıyla okuyanı da içine alıyor. Çoçukluğunu ve gençliğini Mardin’de yaşayan yazar bu oyunu yazarken, yörede ki efsanelerin etkisi altında kalır. Murathan Mungan biriktirdiği her şeyi bu oyun da kullanır. Kendisinden bir eserinin seçilmesi istense, bu oyunu tercih edeceğini söyler. Okuyanı sarıp sarmalayan , büyüleyen bu hikaye ilk defa 1992 yılında yayımlanır. Daha önce 1980 de yayınlanan Mahmut ile , Yezita, 1982 yayınlanan Taziye ile birlikte yazarın Mezopotamya Üçlemesi adını verdiği oyun dizisidir. Oyun bir aşireti yöneten bu ailenin üzerindeki dört kuşaktır devam ede gelen geyiklerin laneti üzerinedir. Hazer bey babasına karşı gelerek, başka aşiretten evlendiği Kureyşa ile başka yöreye yerleşmek ister. Bu yeni ormanlık yer , geyiklerin yaşam yeridir. Eşi Kureyşa buraya yerleşmelerinin yanlış olduğunu , geyiklerin yaşam alanlarını rahatsız etmek gibi bir haklarının olmadığını söyler. Bu durum onun sıkıntılı günler yaşamasına neden olur. İnanışına göre, geyiklerin laneti, ailelerinin üzerinden artık eksik olmayacaktır. Hazer bey ise bildiğinden şaşmaz . Bu bölgeyi yurt edinirler. Oğulları Mustafa 15 yaşına gelip, ilk geyik avına çıktığında karşısına çıkan geyiğin gözlerine vurulur. Günlerce yemez içmez. Bunun üzerine anne ve babası büyücülerden yardım ister. Büyücüler bu geyiği kadına dönüştürürler. Geyikten kadına dönüşen Cudena Mustafa’nın eşi olur. Her şeyi kocası Mustafa’dan öğrenir. Mustafa’nın Kasr ve Nasr adında iki oğulu dünyaya gelir. Kasr ve Nasr’da bir geyik avında, yanlışlıkla babalarını geyik zannedip , vururlar. Mustafa’nın kesik başı bir tabak içinde, bir mahzende, masa üstünde yıllarca bekler. Ailenin üzerindeki, geyiklerin laneti devam eder gider. Kitabı okurken insan kendini sahnede oyunu seyreder buluyor. Anlatılan gerçeküstü şeyler insana olabilirmiş hissi veriyor. Kesik baş bile okuyucuda bir tedirginlik yaratmıyor. En azından ben böyle hissettim. Törelerin, geleneklerin bir aileyi , bir toplumu, özellikle kadınları , nasıl etkisi altına alıp yönlendirdiğini , yazar bu oyunda gözler önüne seriyor. Büyük bir zevkle okuduğum Murathan Munganın bu muhteşem eserini okumayan, her yaşta , herkesin , okumasını şiddetle öneririm. Kaçırmayın derim. Teşekkürler Murathan Mungan, kalemine, yüreğine, sağlık.
Geyikler Lanetler
Geyikler LanetlerMurathan Mungan · Metis Yayınları · 1992247 okunma
··
399 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.