Gönderi

Bilmek dediğin nedir ki (?!)
"Her bildiğini söyleme, her söylediğini bil... C.T.S (Celbedilmiş Toplumsal Yitimi) “Ben buna ‘toplumsal afazi’ diyorum. Çünkü kimsenin başına taş düşmedi ama Türkiye insanlarının tıpkı travma geçirmiş afazi hastaları gibi, söylenenleri söylendiği biçimde anlamadıkları, ağızlarından çıkanı formüle edemedikleri, söylemek istediklerini, istedikleri gibi söyleyemedikleri bir duruma itilmiş olduklarını düşünüyorum, görüyorum.” |Alev Alatlı “sen ne söylersen söyle, anlattığın, karşıdakinin anladığı kadardır.” Dış dünya? İçimizde inşa ettiğimiz “gerçeklik”, bu iş dünyanın ancak çok ufak, basit ve eğreti bir temsilinden ibarettir. Bilimsel verilerin bugün bize gösterdiği kadarıyla, dışınızdaki gerçekliğin, algıladığımıza göre çok farklı olması yüksek bir olasılıktır. Hatta 1999 tarihli ünlü “Matrix” filmindeki “sanal yaşamlar”ın oluşturulabilmesi için kuramsal herhangi bir engel yoktur. Önümüzdeki tek engel, halen nasıl işlediğini bir türlü anlayamadığımız sinir sistemimizin ve bedenimizin aklımızı çok aşan karmaşıklığıdır. Şöyle bir varsayım, her ne kadar pratik uygulaması şu an itibarıyla imkansıza yakın olsa da teorik olarak gayet geçerlidir: Vücuttan ayrı bile olsa, hayatta tutulan bir beyin uygun uyaranlar sağladığında kendisini farklı ortamlarda farklı deneyimler geçiren bir canlı olarak algılayabilir. Yani siz şu anda rahat koltuğunda kitap okuduğu sonrasını yaşayan “kavanozdaki bir beyin” olabilirsiniz! İşin kötüsü bunun aksini ispatlamak için elinizde çok fazla kanıt yok... Heveslerimiz de böyledir, ne olduğumuzu bilmeden ne olacağımızı hayal etmeye başlamış buluruz kendimizi... (: 13.3.23 14.24 - 16.21 :) Tüm ömrünü hiç sevmediği mizacına hiç uygun olmayan bir meslekle geçiren nice insanımız var. Sırf yüksek puan alabilecek kadar çalışkan ve hızlı işlem kapasitesine sahip oldukları için adeta ömür boyu cezalandırılan nice insan... Fen bilimlerinin baş döndüren bulgularını kuşbakışı bir yaklaşımla söze dökebilecek, bilir felsefesinin ve insan düşüncesinin yeni kapılarını zorlayacak söz ve düşünce üstatlarını fen bilimlerinden nasıl çıkartacağız? Üretim çarkı içinde “iş bulma”nın hayatım tek amacı haline geldiği karanlık bir dünyayı anlatan ahmakça bir film izliyor gibiyiz. İnsanoğlu, yarına kalmak için mücadele ederken geçicilik içinde sürekli etrafındakileri “yenileyerek” akan ve kendisini ölüme sürükleyen zamana karşı durmaya çalışıyor. Şimdi belki her şeyimiz var görünüyor ama gerçekten bize ait olan neredeyse hiçbir şey kalmadı. Fani bir dünyada yaşıyoruz ama bir kere geldiğimiz şu dünyayı geçici alışkanlıklarla iyice anlamsız bir yer haline getiriyoruz. Bir düşünsenize, bugün yahut 50 yıl sonra hayata gözlerimizi kapadığımızda, gerçekten bizim olan ne kalacak geriye? Keşke “bir hoş seda” diyebilsek... ♪Barut Havası Etrafımızdaki verilerin çokluğu bizde “bilgili olma” yanılsamasını geçti bir süre de olsa başarıyla yaratıp, her birinizi biraz daha ukalalaştırırken zihnimizin yorgunluğunu gözümüzden başarıyla gizliyor. Zihin dumuru ve limbik ateşleme İslamî düşüncenin özünde dünya fani, beden kabuk, madde geçici, ruh ve mana ise esastır. Bu durumda bedeni bu kadar kutsallaştırmak temelde bir yanılgı değil midir? Hayatta kalanlar en güçlüler değil, en iyi uyuma sahip olanlardır. 121-174 *** Eğer Evrim açıklamalarında bir noktaya itiraz edilecekse o nokta, çok haklı olarak bu “rastgelelik ve kör tesadüf” meselesidir. ... Hepinize sonsuz ilim irfan dünyasında hayretlere gark olmuş bir hayat dilerim... Fraktal Geometri; kenar uzunluğu sonsuza giderken alan hep sınırlı kalır. Kaybettiğimiz bilgelik muhtemelen dışarıda bir yerlerde bizi bekliyor, belki de “içeride bir yerlerde”... 240-244 *** Yaşam Nedir? |Erwin Schrödinger The Game filmi İnsanlık, atılımlarını “kenarlar” üzerinden gerçekleştiriyor. Tecessüsün bendeki anlamı, kozmosun “casusluğuna” soyunduğum anlarda hissettiğimi sandığım şeydir. |pin.it/FOPbxq7 - pin.it/fyEanPB |
Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler
Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler
Sinan Canan
Sinan Canan
·
110 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.