Şevket; Moldova’da ünlü bir aktörü dövdüğü için, altı aydır tek kelime etmeden cezaevinde cezasını çekmektedir. Komaya soktuğu George, ünlü bir aktör olunca da medya olayı her an taze tutmaktadır. Şevket konuşmazsa, bir profesörün hipnozla Şevket’i uyutup olayla ilgili bilgiler alması düşünülmektedir. Aksi halde savcı deli raporu verip sınır dışı etmek isterken, bilirkişi doktor ise cezai ehliyetine sahip olduğunu raporla belirleyip, hapiste çürümesini istemektedir. Üstelik Türkiye’ye geri gönderilirse bütün mal varlığı eşi Victoria’ya kalacak, eşi dul sayılacak ve hiçbir hak talebinde de bulunamayacaktır. Son olarak çevirmen olan Fahri ile konuşup bir çare ararken, bir çocukluk travması yaşadığını hatırlar. Mahkeme günü her şeyi anlatmaya karar verir.
Şevket’in Türkiye'den Moldova'ya uzanan çocukluk tramvalarını, yaralarını, kimsesiz ve yapayalnız geçen hayatını, kısa ama etkileyici bir öykü ile okuyoruz. Uzun zamandır okuduğum, seksen sayfalık, çok etkileyici bir hikayeydi . Yazarın akıcı ve içten anlatımıyla ve kurduğu olay örgüsüyle merakla okutup, son bölümlerde de tam bir ters köşe yaparak final yapmış bir öykü kitabı. Keşke daha uzun olsaydı diyerek okuduğum bir kurguya sahipti. Karakterin iç dünya analizi o kadar mükemmel anlatılmıştı ki; kısacık bir kitaba uyarlanması da inanılmaz şahaneydi. Her yönüyle dolu dolu bir öykü kitabıydı. Kısa ama etkileyici kitap arayışında olanlara şiddetle tavsiyemdir.
#HerşeyinBişeyiVardır
^
^
#alıntı
İç dünyanı bir oda gibi düşün. Oda sessiz olursa, bu iki sesi mutlaka duyarsın. Odada kendi seslerini çıkarmaya başlarsan, onların sesi duyulmamaya başlar. Odayı boş bırakmamak lazım. Odayla ilgilenirsen, ne bileyim temizlersen, süslersen, güzel şarkılar söylersen, sadece o ses değil, o sesin malzemesi olan hayalimde oluşan o istemediğim görüntüler de azalıyor.
^
^
Mehmet ÇİMEN @a7kitap #bloghemsire #öykü #hikaye
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.