İnce Memed okuduktan sonra bu seriyi de heyecanla okumayı bekliyordum ve tabi ki Çukurova ve Anadolu'dan uzakta nasıl bir eser çıkarttığını çok merak ediyordum.
Dil elbette harika asla şaşırtmıyor, konuya gelince diğer kitaplarından çok farklı desem yanılmış olurum sonuçta yine sistemi ciddi bir şekilde eleştirmiş doğa güzellemeleri yanı sıra ki kendinizi adeta orada hissediyor özlem duyuyorsunuz savaşı en acımasız haliyle eleştirmiş. Özellikle Sarıkamış askerlerinin yaşadıkları bahtsızlığı o kadar sert bir dille ifade etmiş ki insan olmaktan utanır hale geliyorsunuz.
Ben artık kitaplarındaki tekrarları
Yaşar Kemal in bir imzası olduğu kannatine vardım , hikayelerde ki tekrarlar , döndürüp olayları bir başkasının gözünden tekrarı ve hatta diyaloglardaki tekrarlar dahi biraz fazla gözüme battı diyebilirim ama yine de akıştan çok kopmuyorsunuz.
Diğer incelemelerde dört kitabın da içeriği paylaşılmış, adaya ilk varış , adada ilk aşk vs diye gidiyor. Beni en çok etkileyen bölüm Yezidi soykırımı diyebilirim. Bunun sonucunda ana karakterin yaşadığı psikolojik çöküntüyü nasıl desem halk diliyle ancak bu kadar güzel anlatılabilir hissetirilebilirdi.
Açıkçası serinin ilk üç kitabı
Çıplak Deniz Çıplak Ada beklentimi karşılayamadı. Bir sonuca elbette varılacaktı ve ben mutlu veya mutsuz son beklentisi dışında sona gelinen sürecin burada yetersiz kaldığını düşünüyorum. 200 sayfa boyunca ilk üç kitapta anlatılanların genel bir özeti veriliyor yani bütün karakterler hatırlatılıyor bir bir son 60 sayfada ise sizi heyecanlandıran imkansız aşkın , beklenen ölümün vs üzerinden şöyle bir geçilmiş gereksiz bir detaymış gibi aktarılmış, beklediğim hissi yaşayamadım.
Tabi konuların ele alınış biçimi, mübadeleye bir de bu gözden bakmak isteyenler için harika bir eser. Elbette ki tavsiye ediyorum. İyi okumalar.