Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

224 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Carlos Ruiz Zafon'la Rüzgarın Gölgesi'yle tanıştım. Yazarın kendine has bir kalemi var, gizemli, mistik bir yandan güncel zaman dilimine teğet geçiyor bir yandan unutulmuş olanları aktarıyor. Şeyda'nın önerisiyle başladığım o ilk kitap benim için hayli güzel bir deneyim olmuştu. Marina ateşliyken görülen bir rüya gibiydi. Savrulduğunuz noktalarda bir şeyler var, biliyorsunuz ki ilginizi çekecek ama tutarlı mı diye düşünmemeniz gerekiyor. Aklınızın mantık için yanıp tutuşan kısmını susturursanız baya kasvetli bir maceraya atılabilirsiniz. Yazarın Barcelona sokaklarını anlatış şekli ve tasvir yeteneği insanı epey bir meraka sürüklüyor bu arada... Gelelim gotik edebiyat kisvesiyle bizlere sunulanlara. İlk olarak Zafon'un çeşitli korku unsurlarını sırayla üzerimizde denediğini söylemek yanlış olmaz diye tahmin ediyorum. Bir çeşit korku senfonisini andıran metin dozajında kullanılan bu unsurlar sayesinde merak uyandırıcı bir havayla ilerledi. İncelemenin geri kalanında sürprizleri kaçıracak detaylar olabilir diyerek devam ediyoruz. Şehrin tasviri metnin nabzına göre sıkça şekil değiştiriyordu. Kimi zaman kalabalık ve güzel bir cadde bize cıvıl cıvıl anlatılırken korku unsuru devreye girdiğinde kasvetli eski yapılara vuruyordu yolları yazarımız. Barcelona'yı sahiden merak ettirecek bir kuvvete sahip olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Ama bu eski tarihi yapıların büyüsüne ve gotikliğine dayanan bir kurgu şekillenmesini burada yapmamız ne kadar mümkün diye sormadan duramadım. Karakterimizin on beş yaşında meraklı, gizeme düşkün ve aşık olmaya hazır ruhu bizi bu olağandışı maceraya sürükledi. İlk olarak kurguda her karakterin aile geçmişine temas ederken Oscar'a dair çok çok az detay biliyorduk. Öyle ki ailesi hızla geçiştirilmiş gibiydi. Geri kalan tüm kurgu aslında aile ilişkilerindeki çarpıklıklara ve hırslara dayanmaktaydı. Bu detay benim için havada kalan kısımlardan biriydi. Gelelim korkunç olması gayesiyle yerleştirildiğini düşündüğüm detaylara. Elektrik kullanımının olmadığı kasvetli, gotik mimariyle tasarlanmış metruk yapılar, çıkış noktamızdaki mezarlık (ki sahiden merak ettim), sanata dair kasvetli anılara dönüşen eserler (artık asla dinleyemeyeceğiniz opera parçaları, sizi her yerden gözleyen resimler, yıkılmış bir tiyatrodan kalan eski kostümler), kuklalar, morg/cesetler/uzuvlar ve uzuv bozuklukları, kanalizasyon, koku (ölümü çağrıştıran cinsten), korkuyu çağrıştıran yaratığımıza ve onun düzenine ait bir imge (bize ait olan kelebek), sirk ucubesi olarak tanımlanan çeşitli anomalilere sahip kişilere ait resimler, ölümcül hastalıklar, yangınlar ve mitler. Adeta American Horror Story tüm sezonlar karışımını Scooby Doo macerasında sunumunu andıran bir hâl. Kafayı dağıtmak için uygun olduğunu belirteceğim. Frankenstein ve Dr. Jekyll ile Bay Hyde göndermeleri ana unsurdu sanıyorum. Yaratıcıya kafa tutanlar kafilesinden bizlere sunulan bu mistik macerayı okumak benim için eğlenceli bir bulmacaya dönüştü. Bunu da paylaşmadan geçmek istemedim.
Marina
MarinaCarlos Ruiz Zafon · Kırmızı Kedi Yayınları · 2018183 okunma
·
98 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.