İskender Pala'nın okuduğum ilk kitabıydı. Yazarın Divan edebiyatı araştırmacısı ve uzmanı olduğunu biliyordum. Lâkin bu kitaptan sonra sadece Divan edebiyatının değil tarihin, sevginin, Türkçe'nin ve kitapların da uzmanı olduğunu anladım. Bu sıralar kendimi zaman yolcusu gibi hissediyorum. Kehribar Geçidi ile MS 300'lü yıllara, Akşam Yıldızı ile 12.000 yıl öncesine gittim. Çoğu şeylerin "ilk"ini gördüm, çoğu yerleri gezdim, çoğu duyguları yaşadım, çoğu insanları keşfettim; çoğu mutluluğa, hüzüne, acıya ortak oldum. Ve bu "çoğu"larla birlikte hayatı bir kez daha öğrendim. Kitap isminden de belli olduğu üzere tarihî bir roman. Ama diğer tarihî kitaplardan bazı farkları var. Düşüncelerin, tahminlerin ve bilgilerin derlenmesiyle oluşmuş. Sadece bilgiyi romana çevirmekle yetinmemiş. Bu özellik kitabın akıcılığına akıcılık katmış. Okurken bir yere tutunmazsanız sürüklenip gidiyorsunuz. Az önce "Çoğu şeylerin "ilk"ini gördüm..." demiştim ama sadece görmedim yaşadım da bir yandan. Hayatımda "ilk" defa bir günde 252 sayfa okudum, "ilk" defa saatlerce hiç sıkılmadan bir roman okudum. Kitapları seçerek okurum ve çoğunlukla eleştirecek çok yön bulurum. "İlk" defa bulamadım. Kitabı okuduktan sonra coğrafyamın bir kez daha ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Kitabın dili oldukça yalındı, anlaşılabilir bir nitelikte yazılması ile birlikte her kesime hitap edebilecek potansiyeldeydi. Bu yönü ne kadar alıntı yapılacak cümle sayısını azaltıyor olsa dahi cümlelerin güzelliğine gölge düşürmüyordu. Kitabı "bilgi öğrenmek için okuyanlar" kategorisindeyseniz kesinlikle okumalısınız. Okuduktan sonra aklınızdaki sorularla o kadar meşgul olacaksınız ki başka hiçbir şey düşünemeyeceksiniz. Ve bazı soruların cevabı olmadığını, cevabın içinizde saklı olduğunu anlayacaksınız.

Akşam Yıldızıİskender Pala · Kapı Yayınları · 20206,5bin okunma

·

363 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Nisaaa