Kitap tavsiyesi ve "Milliyetçiliğin Bünyesindeki Asalaklar"
Milliyetçilik ile ilgilenen, üzerine kafa yoran ve dünyayı Türk gözüyle anlamlandıran herkese tavsiyemdir. Bu kitap tavsiyesi vesilesiyle milliyetçiliğin önemli gördüğüm sorunlarından birine değinmek istiyorum.
Milliyetçiliğin ne olduğu, neleri kapsadığı veya neler ile ilgilendiği gibi tanım ya da görev dağıtımını birçok mütefekkir zaten gerçekleştirdiği için bu yazıda böyle konulara değinmeyeceğim fakat günümüzde birçok şeyde olduğu gibi milliyetçilikte de bir yozlaşma görüyorum. Bu yozlaşma hangi saiklerle olursa olsun bir milliyetçi, Türkçü olarak beni rahatsız ediyor. Yozlaşmanın en temel sebeplerinden biri milliyetçiliğin günümüz dünyasında hala içinde bulundurduğu asalak kitleler olduğunu düşünüyorum. Milliyetçilik bir kişi veya kurum olarak vücut bulmadığı için bünyesinden bu kitleyi temizleyecek olanlar yine bu mensubiyet besleyen ve akıl yoluyla ilerleyenlerdir. Peki kimdir bu asalak kitleler? Bildiğiniz üzere asalak bir canlının üzerinde ya da içinde sürekli olarak bulunan ve ondan beslenen küçük canlılara denir. Milliyetçiliğin bünyesindeki bu tipler, milliyetçiliğe hacim yani kişi sayısı katmaktan başka bir işe yaramayan, bu hayat görüşüne katkı sağlamak bir yana dursun zarar veren fakat yine de yakasını bırakmayanlardır. Milliyetçiliğe mensup kişilerin bu insanları hoş görmesi, milliyetçiliği kinetik yapıdan statik bir yapıya sürüklemektedir ki bu da zamanla yozlaşmaya sebep olmaktadır. "Aman onlar da vatansever", ".... ama milliyetçiyim diyor." gibi kalıp cümleler ile bu statik yapıya sürüklenmeye çanak tutmaktan başka hiçbir şey yapamazsınız.
Milliyetçiyim diyen bir insandan belirli umdeleri karşılamasını beklemeliyiz. Kendi tarihini bilmeli, kendi dilini kurallarına uygun ve düzgün kullanabilmeli. Mürteci olmamalı, sürekli kendini geliştirmeli ve yaptığı iş ne olursa olsun layıkıyla yapmalı. İçerisinde bulunduğumuz çağa ayak uydurabilmeli, milliyetçiliğini de bu ayak uydurmaya adapte edebilmeli. En önemlisi de bolca düşünüp, tahlil etmeli.
Ne yazık ki şu saydığım en temel ilkeler, milliyetçiliği bir yana bırakırsak bir millete mensup herhangi fertte bulunması gereken temel bilinçten başka bir şey değil. Fazlasını istemek hakkımız, en temel ilkeleri karşılamayanları hoş görmek, sırf siyasi çıkarlar uğruna milliyetçiliğin sırtına yapışan asalakları görmezden gelmek maalesef ki bu uğurda didinen insanları umutsuzluğa sevk etmekten hatta yıldırmaktan başka bir işe yaramıyor. Atsız, "Umut, en son terk olunan şeydir" diyordu. Bizler umutlarımızı tüketmeden, bünyemizdeki asalakları dışımıza koyarak, mensubu olduğumuz fikirleri savunmaya ve bu uğurda didinmeye çalışmalıyız.
·
46 views
Türkçülüğe, milliyetçiliğe zararı dokunduğunu gözlemlediğim konuları, daha kapsamlı yazılar ile ele alıp paylaşarak, bu konuda ulaşabildiğim insanları bilinçlendirmek adına elimden geleni yapmak niyetindeyim. Yazıyı okuyup, gözlemlerini ve fikirlerini paylaşacak arkadaşlar olursa, yorum atmalarını rica ediyorum. Mutlaka aynı görüşe mensup olmak zorunda değilsiniz, kendinizi bu görüşün dışında görüyorsanız da fikirlerinizi paylaşmanız benim için oldukça mühim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.