Böcek koleksiyoncusu bir öğretmenin yolculuğu esnasında hapsedildiği bir kum çukurundan kurtulmak için senelerce verdiği mücadeleyi okuyoruz. Bu durumu kendi açımızdan hayal etmek dahi güç iken, yazar "kum dolu" cümleleriyle insana o sıkışmışlık, hapsolmuşluk hissini gerçekten yaşatıyor. İçerisinde çok güzel metaforlar var. Bunlara rağmen kitabı maalesef sevemedim. Uzakdoğu Edebiyatı ile şu ana kadar yıldızımın pek barışmadığını da belirtmeliyim. Ayrıca eserin adı Kumların Kadını olunca, kadının hikâyesine yoğunlaşılmasını bekledim fakat beklediğimi bulamadım.