Muhammed bin Abdula'lâ bize, Muhammed bin Sevr Ma'mer ve Katade'den "Bizimle Lut kavmi hakkında mücadele etmektedir” ayetine ilişkin olarak şöyle dediğini rivayet etti:
Bize anlatıldığına göre İbrahim meleklere: "Ya orada elli Müslüman varsa?" diye söylemiş. Melekler: "Orada elli Müslüman varsa onlara azap etmeyiz” dediler. İbrahim: "Ya kırk kişi varsa!" Melekler: "Kırk da olsalar, onlara azap edilmeyecek” dediler. İbrahim: "Otuz kişi varsa” dedi. Melekler: "Otuz da olsa onlara azap yoktur” dediler. İbrahim on mümin sayısına düşünceye kadar soru sormaya devam etti. Melekler: "On da olsalar” diye cevap verdiler. Ravi dedi: Bir kavim ki içlerinde on hayırlı insan yoksa o kavimde hayır yoktur. İbrahim, Lut kavminin başına gelecek azabı meleklerden öğrenince Lut’a olan merhametinden dolayı onlara: "Orada Lut da vardır” dedi. Melekler: "Biz orada olanları daha iyi biliriz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Yalnız karısı müstesna. O azapta ka lacak olanlar arasındadır” Ankebut, 32 dediler.
Ardından melekler, Lut kavminin memleketi Sodom'a yöneldiler. Rivayete göre, oraya ulaştıklarında kendine ait bir arazide çalışmakta olan Lut ile karşılaştılar. Bir rivayete göre de nehrin yanında Lut'un kızının su almakta olduğunu gördüler. Bu rivayetlerden biri şöyledir: Bişr bin Muaz bize, Yezid, Said, Katade ve Huzeyfe'den şöyle dediğini rivayet etti: Melekler Lut'a gittiklerinde, Onu tarlasında çalışmakta olduğunu gördüler. Rivayete göre -ancak Allah bilir- meleklere: "Lut onların aleyhine şahitlik yapmadıkça kavmine azap etmeyin” denildi. Melekler ona gittiler ve: "Biz bu gece senin misafirleriniz” dediler. Bunun üzerine Lut onları yanına alarak eve doğru hareket etti. Bir müddet yürüdükten sonra onlara: "Bu memleketin insanlarının yaptıklarını bilir misiniz? Vallahi, yeryüzünde onlardan daha kötü kimse bilmiyorum" dedi ve yoluna devam etti. Akabinde ikinci kez bu sözünü tekrarladı ve yoluna devam etti. Kötülüğün timsali olan kocakarı eşi, onları görünce gitti ve Lut kavmini uyardı.