Gönderi

96 syf.
6/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Dünyayı iyilik ve sevgi iyileştirecek.
Tolstoy'un hayatı benim için bir hayli etkileyicidir. Zengin bir aileden gelmiş olmasına rağmen, tüm servetini köylülere, muhtaçlara dağıtıp, kendisinin de bir köylü gibi gezdiğini, onlar gibi giyinip, yaşadığını biliyor muydunuz? Ayrıca ömrü boyunca hayatın anlamını ve din hakkındaki sorularını sorguladığını, Hıristiyanlıktaki ölümsüzlük düşüncesini, Ortodoks Kilisesi’ni ve her türlü siyasal iktidarı dışlamış olduğunu bu nedenle aforoz edildiğini biliyor muydunuz? Tolstoy'un Müslüman olduğuna dair bazı bilgiler de mevcuttur. Tolstoy'un, ölümünden bir yıl önce Hz. Muhammed'in (s.a.s.) hadislerini derlediği bir risalesi olduğu ortaya çıkmıştır. Ünlü yazar Tolstoy'un bu eseri, Rus halkında İslam'a ilgi uyandırmaması için de gizlenmiştir. Tolstoy'un son zamanlarında İslam'ı kabul ettiğini ve bir Müslüman gibi toprağa verilmeyi vasiyet ettiği de iddia edilenler arasında en doğrusunu Allah bilir diyerek bu bahsi geçiyorum. Kitap, Yuhanna'dan (İncil) Tanrı ve sevgiye dair birkaç alıntı ile başlıyor. Kitabın içerisinde altı tane öykü bulunuyor. İlk öykü; kitaba da ismini veren İnsan Neyle Yaşar? Tolstoy okumaya bu kitapla başladığım için, ilk hikayede Gogol'un paltosuna benzer bir öykü ile karşılacağımı sanmadım değil. Dostoyevski boşa dememiş, hepimiz Gogol'un paltosundan çıktık diye.. Fakir ayakkabıcı Semyon, karısı ve kendisi için biriktirdiği paraları ile bir palto diktirmek istiyor. Fakat yolda çırılçıplak bir adama rastlayınca eski paltosunu ona verip, aç ve üşümüş bu adama evini açıyor. Karısı önce kızıyor ama sonra o da adamın durumuna acıyıp kabulleniyor. Semyon ve karısı adama saygı duyup, önceki yaşamı ile ilgili hiçbir şey sormuyorlar. Sadece adam adının Mihail olduğunu söylüyor. Aradan yıllar geçiyor. Bu yıllar içinde Mihail sayesinde Semyon'un işleri düzelip, iyi paralar kazanıyor ve yıllar sonra Mihail'in gerçek kişiliği ortaya çıkıyor. Meğer Mihail bir melekmiş ve Tanrı'nın sözünü dinlemeyip, kendi bildiğini yapmak istediği için, Tanrı onu cezalandırmış. Tanrı, Mihail'e dünyada iken benim üç kelamımı öğrenirsen seni affederim demiş. Bu üç kelam şöyle; 1- İnsan Neyle Yaşar? İnsan ana-babasız yaşar, Tanrı’sız yaşayamaz. 2- İnsana ne verilmemiştir? İnsana neye ihtiyacı olduğunu bilme yetisi verilmemiştir. 3- İnsanda ne var öğren? İnsanda sevgi var. Mihail, Semyon'un evinde yaşadığı yıllarda bu soruların cevaplarını öğrendikten sonra, Tanrı tarafından bağışlanıyor. Nurullah Genç şöyle der; yardım etmek üzere uzandığınız her el kendi elinizdir. Semyon Mihail'e yardım etmese idi hali nice olurdu. Ya Mihail, Semyon ona acıyıp elini uzatmasa o nasıl yolunu bulurdu. Kısacası dünyayı iyilik ve sevgi iyileştirecek. İkinci öykü; kıvılcımı söndürmeyen ateşi zapt edemez. İvan ve Gavrilo adında iki köylü bir yumurta yüzünden tartışıp, birbirlerine günbegün kin beslerler. Aralarındaki kavga, küfür bütün aileye sirayet eder. Köpekler gibi dalaşırlar. Hem öyle bir raddeye gelirler ki, birbirlerine dava açıp duruyor, birisi diğerine hüküm giydirir ya da tutuklatırsa diğeri öfkeden kuduruyor, “Dur hele sen, bunu sana nasıl ödeteceğim,” diyordu. Yıllar geçiyor, kinleri azalacak yere büyüyordu. İvan'ın ihtiyar babası bu kini bitirin, barışın, etmeyin, eylemeyin diye uyarsa da İvan oralı olmuyordu. Sonunda Gavrilo bir kıvılcımla İvan'ın çifliğini yaktı. Yangın sadece İvan'ın değil, Gavrilo'nun çifliğine de sıçramış onun da herşeyini almıştı. İvan'ın babası ölüm döşeğine düşmüş, ölmeden son kez oğlunu uyarmış. Yangını çıkaranı kimseye söyleme bu kini bitir demişti. Küfüre karşı küfür, intikama karşı intikam hiçbir şeyin çözümü değildi. Böylece kavga son buldu. Üçüncü öykü; mum. Bir yabancı şarkıda şöyle diyor; "Bir mum yakmak zor Karanlıklara küfretmek kolay" Hadi zor olanı yap, bir mum yak Bırak karanlıklara küfretmeyi... O küçücük ateş nasıl aydınlık veriyorsa odana, sen de ışıtabilirsin içindeki ve etrafındaki renkleri. İşte bu hikayemizde iyi niyetli kahramanımız Pyotr Miheyev, karanlıklara karşı bir mum yakıyor. Derebeylik zamanlarında içi hırsla dolu olan kâhya Mihail Semyonıç, köylüleri dayakla, işkence ile korkutarak, herkesi canından bezdiriyor. Köylülere yapmadığı eziyet kalmıyordu. Köylüler dur durak bilmeden çalışmaya dayanamaz olmuşlardı. Artık bu canavar kahyayı öldürme planları yapıyorlardı. Ancak aralarından Pyotr Miheyev, adındaki bir köylü buna karşıydı. Kötülüğe kötülükle karşılık vermemek gerektiğini savunuyordu. Günler geçiyor, köylüler bir türlü planladıklarını gerçekleştiremiyordu. Sonunda Allah, iyilere karşı gücünü göstererek zalim kahyanın canını aldı. Dördüncü öykü; kızlar büyüklerden akıllıymış. Annelerinin paskalya dolayısıyla özene bezene giydirip, süsledikleri iki küçük kız çocuğu Akulkina ve Malaşa, sokaktaki su birikintisini görünce dayanamaz, oynamaya başlarlar. Çamur elbiselerine sıçrayınca atışıp, ayrılırlar. Ancak çocukların halini gören anneleri ve erkekler birbirine girerler. Onlar kavga ederken; iki kız herşeyi unutup tekrar oynayıp, gülüşmeye başlarlar. Bu durumu gören büyükler yaptıklarından utanırlar. Beşinci öykü; insana çok toprak gerekir mi? Açgözlü Pahom'un gözünü toprak hırsı bürümüştü. Daha çok, daha çok derken, üç arşıncık bir toprak parçasına gömülüverdi. Altıncı öykü; İlyas. İlyas adında serveti cümle aleme duyulmuş çok zengin bir adam ve karısı uzun bir zenginlik dönemi geçirmişler. Fakat zenginlik bugün var yarın yok. Birden bire işler bozulmuş ve bütün mal varlıklarını kaybetmişler, artık el kapılarında hizmetçilik yapar olmuşlar ama bu sayede anlamışlar ki 50 yıldır arayıpta bulamadıkları mutluluğu yoksullukta bulmuşlar. Kitapla kalın.
İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019193,1bin okunma
·
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.