İlk kitabı Gülbeyaz'da " ben absürt bir şairim" demenin ya da diyebilmenin temellerini atan Muhammet Vural çok büyük olasılıkla bundan sonraki kitaplarında " evet ben absürt bir şairim" diyecek.
Absürtlük denilince benim aklıma ilk olarak Atilla İlhan gelir...
Atilla İlhan'ın
-Sisler Bulvarı -Cinayet Saati
-Belma Sebil - Üçüncü Şahsın Şiiri
-Yağmur Kaçağı -Ölmek Yasak
-Ağustos Çıkmazı -Yasak Sevişmek
-Emperyal Oteli -Lili Marlen
-Bela Çiçeği -Elde Var Hüzün
Şu an aklıma gelen bunlar ama daha nice şiiri var üstad Atilla İlhan'ın
Muhammet Vural'ın ise:
-Yedi Metrelik Mezar -Tatlı Kaza
-Şakacı Şairler -Sarhoş Kadehler
-Serçe Şair -Masum Kız
-Bir Daha mı Ölmek -Saçlarına Yazık
-Cenaze Düğünü Gibi -Metafizik
-Benim Gülbeyazım -Havar
Muhammet Vural'ın ise göze çarpan şiirleri bunlar...
Absürtlük denilince sakın kötü anlamda düşünmeyin...
Belli bir kafiyeye,düşünceye, olaya, imgeye bağlı kalınmadan yazılan şiirdir absürt şiir...
Absürt şiirleri okuduğumuz zaman bir imkansızlıkla karşılaşırız hep...
Atilla İlhan
"Vapuru onlar vurdu ben vurmadım
Cinayeti kör bir balıkçı gördü"
Muhammet Vural
"Duydun mu pandalar uçabiliyormuş
Hani diyorum sen de beni sevsen"
Kör balıkçı göremez
Pandalar uçamaz
İkinci bir husus ise "erotik" tarzda şiir yazabiliyorlar absürt şairler
"Senin ateşler içinde olduğun bence malumdur
Ellerin muhakkak çocuk elleridir" (Atilla İlhan)
"Uyumak istiyorum diye bağırırken
Hep sen vardın yatağımda" (Muhammet Vural)
Üçüncüsü ise şarap aleminde gezinirler absürt şairler. Bu şarap Allah aşkından çok beşeri bir şarap, bir işrettir...
"Şarabım bütün ekşi, suyum soğuk" (Atilla İlhan)
Yedinci yudumda kapı aralandı geldin sandım
Sarhoşça şuursuzca boynuna sarıldım (Muhammet Vural)
Muhammet Vural'ın bundan sonra zannımca izleyebileceği iki yol var.
Ya üstad Atilla İlhan'ın çizgisinde ilerleyip büyük bir üstad olur.
Ya da absürtlüğü yanlış yorumlayıp
Ali Lidar, Onur Ünlü, Alper Gencer... gibi küfür etmeyi şiir sanan sözüm ona bir şair olur...