Gönderi

448 syf.
10/10 puan verdi
·
53 günde okudu
Peki hangisi daha kötü Oblomovluk mu yoksa Oblomovkalık mı?
"Hayattan kaçamazsın. Seni her yerde yakalar." İşte Oblomov'u da böyle yakalamıştı hayat. Oblomovka'da oturduğu yerden buyruklar veren bir anne babanın çocuğunu, hayatta uğraş vermeye değecek bir şey göremediğinde hayat yakalamış ve yatağa kenetlemişti. Tembel değildi Oblomov, kimsenin düşünmediği kadar düşünüyor, kimsenin bu kadar kafa yormayacağı şeyleri kırk açıdan tasarlıyordu. Peki kafasında kurması ve planlaması yeterli miydi? Ya da plan yapan sadece kendisi miydi, yoksa hayat da kendi planlarını mı yapıyordu? "Tutku hayatın tuzudur. Nereye gitti peki? Ya ben bu hayata anlam veremedim ya da gerçekten anlamsız." "Ne için yaşayacağım?" dedi arkasından yürürken. "Kimin için? Ne diye uğraşacağım? Ne yapacağım? Ne diye didinip duracağım? Yaşam çiçeklerim, döküldü yalnızca dikenler kaldı." Kenetlendiği yataktan zorla çıkarıldığı gün aşık olacağı bir kadınla mı karşılaşmıştı, yoksa artık bu şekilde yaşayamayacağı gibi yatakla olan bağlarını kesmek için mi birisine aşık olmaya karar vermişti fark etmeden? Peki Oblomov, daha hayatı görmemiş bir kıza bunun aşk olduğunu söyleyecek kadar bencil miydi? Temiz, pırlanta kalpli Oblomov... kendisinden başka kimseye zararı dokunmayan Oblomov... Ne kadar da aşinasın gerçek iyiliği görenlere oysa, bir bilsen. Romanda her şey bize biraz tanıdık. İçimizden ya da çevremizden.. "Bu bahtiyar insanlar her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu düşünüyorlar, herkesin de onlar gibi yaşadığına, başka türlü yaşamanın günah olduğuna inanıyorlardı." Hiç görmediği bir şeye inanabilir miydi insan, paraya ya da huzura ya da kolaylığa başkalarının sahip olduğuna inanabilmesi için ne olduğunu bilmesi gerekmez miydi? Yoksa ; "Yavaş yavaş yanan bir ateş, alev alev bir yangından daha iyidir." diyerek yaşayabildikleri gibi yaşamaya devam mı etmeliydiler? Denemekten her zaman zarar gelir miydi, cahillik toprağa gömülemeden her zaman yeryüzünde kalmalı ve süregelen şekilde hayat devam mı etmeliydi? Sadece bununla kalmıyordu Oblomovka'da yaşayanlar. Kendilerinden olmayana ölüyor olsa el uzatmazlar, hatta kendilerine bir şey olacak korkusuyla koşarak uzaklaşırlardı oradan. Dışarıdan gelecek bir musibeti asla içeriye almak istemezler, sonu kötü bitecek olsa da ertelemeyi ya da sonlarını beklemeyi tercih ederlerdi. Ne kadar da tanıdık insanlar bunlar. Peki hangisi daha kötü Oblomovluk mu yoksa Oblomovkalık mı? Söyleyeceklerimi durdurmalı ve sizi bu hayatı görmeye göndermeliyim, keyifli okumalar
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Dorlion Yayınları · 201939,8bin okunma
·
149 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.