Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

120 syf.
·
Puan vermedi
"Dünya yalan kardeşim, Dünya yalan!
Elimdeki kitap( uzun süredir ilk gerçek kitap tutuyorum), kendini rastgele sularda gezerken bir oltaya takılıp boş bir kova içine hapsedilmiş büyük bir balık gibi hisseden ,hissederken taşlara konuşan ,22 bölüm içine sığmak zorunda kalmış bir tutunamayan hakkında.. Beni benden alıp götüren bölüm ise; KARADA KALAN bölümü oldu diyebilirim.Hep düşünürdüm hatta sıkıcı bir hobi olduğunu düşünürdüm ,saatlerce denize bakarak bir oltanın ucuna mıhlanmış bakışlarla niye kalırdı ki insan.Yaptığı görünen bir şey yok diye düşünmek sığlığından uzaklaşıp ,ne olup bitiyorsa insanın içinde olup bitiyor diye düşünebilme,bu kitap sayesinde anladığım için bakış açım değişmiş olabilir.. Taş sektirme eylemi hakkında da bir iki cümle yazayım sonra tanıdık ,bildik meseleye dalışa geçeceğim.Hayal meyal hatıralar kalmış çocukluktan bugününe gelen..Biri taş sektiriyor izliyoruz diğer çocuklarla..Deniyoruz ama uzağa göndermek yerine suyun dibini boyluyor bizim taşlar:)) Resul Hocam ,gerçekten taş nasıl sektirilir güzel anlatmış, hani şu günlerde deprem bölgesinden ayrılmayan tok sesli kadın bir gazetecimiz var duayen gazeteci Mehmet Ali Birand'ın öğrencisi ondan öğrendiği ders ise şuymuş.Haberi öyle bir dille anlatacaksın ki seni Kars'ta Bir mezrada hiç okul yüzü görmemiş, en eğitimsiz halktan biri bile anlayacak...Resul Hocamız taş nasıl sektirilir'i teorik anlamda en iyi anlatan kişi olarak sizi ilan ediyorum bundan sonra:)) Su bulursam(çöldeyim de) deneyeceğim tekrardan ve taş sektirme ustasını hatırlayacağım.Bir yazarın başarısı belki de budur,anlattığı derdinin, başkasının zihninde onun deneyimleri ve merakıyla birleşerek en uzaklarda yeniden yeniden yorumlanması.. Ben taş sektirme ustasının öyküsünde yabancılık hiç çekmeyenlerdenim.Epiy varız burda da biliyorum.İnsan bir kitabı okuyup bitirdikten sonra ne hissettiğini en iyi nasıl anlayabilir,üstüne başka şeyler okuyup dinlediğimde daha kolaylaşıyor bu ifade etme arzusunu yazabilmek.. Büyük Fatih,Sultan II.Mehmet öldüğünde cenazesini unutmuşlar ve hatırlarına geldiğinde cenazenin olduğu yere kokudan girememişler.İktidar mücadelesi kaygısı her şeyin önüne geçmiş.Koca Fatih'i bile unutturmuş.Düşününce ne garip yahu,koskoca Fatihsin ve yaşadığın hayata layık bir şekilde son yolculuğuna bile uğurlanmak sana çok görülüyor.Tâbi Fatih'in büyüklüğünden eksiltmez ona reva görülen bu muamele.İşte görüyoruz bilmem kaç bininci kez, ne kadar sevilirsen sevil,kendi söz konusu olduğunda unutulandır insan. Taş sektirme ustası da belki de bu yüzden tutunamamıştır ve toz zerrecikleri gibi havada başıboş dolanan ama sınırlarını bilen biri olarak..O taşlardan biri gibi daha uzağa daha uzağa gidebilmesi hayatında uygulamamış olsa da belki de pek kayıp da sayılmaz.Ne kadar uzağa o kadar derdine dalmaya gerçeğindendir belki de. Resul Hocam ,İhsan Oktay Anar'ın kitaplarını okuyanlardan bazıları onun kurgu makinalarını hobi olarak geliştirmişler,bir de Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi hayata geçirilmiş.Belki de bu öykü kitabınızdan sonra Taş Sektirme Kulübü kurulur en yakın Boğaz da, Marmara'da taş sektirmek için toplanır bazıları.. Kitabın bir yerinde uyku ve uyanıklık arasında yaşayanlara dalgın benzetmesi yapılmıştı işte bu kitabı buraya getirtmek sürecinden şu ana kadar zihnim dürtüldü diyebilirim,ama yine de emin değilim rüyamın içinde mi taş sektirme ustasına rastladım yoksa rutinimin mi..Rüyalar sığınaklı ağaç kovukları gibi çoğu zaman.. Resul Hocam güzel bir iş çıkarmışsınız.Kitabı okurken sanki tanıdığım biriyle konuşuyor gibi sohbet havasında geçti.Ağdasız ve oldukça sade bir dil,günümüz konuşma Türkçesi ile yazılmış..Henüz tanışmadım yüzyüze sizinle inşallah bir imza gününde elimde bir taş ile gelirim... Kitabı beğendim ve tüm okurlara tavsiye ederim.
Taş Sektirme Ustası
Taş Sektirme UstasıResul Bulama · 0151 okunma
··
873 görüntüleme
Resul Bulama okurunun profil resmi
Değerli hocam birgün Türkiye'ye döndüğünüzde denk gelirsek sizinle, elinizdeki taştan tanıyacağım sizi. Türkmenistan'ı, Aşkabat'ı gezmiş, yine de hiç yabancılık çekmemiş bir taşı kim tanımaz. Okumak öyle bir şey ki, hele bir kitabın farklı bir gözle değerlendirilmesi. Sizin ifadenizle, "başkasının zihninde onun deneyimleri ve merakıyla birleşerek en uzaklarda yeniden yeniden yorumlanması." O kadar uzaklarda hiç yabancılık çekmemesi ,tanıdık gelmesi insana. Çok büyük afili sözlerle değil, sohbet havasında okunuyorsa uzaklarda ve onun geçmişinde bir yerlere dokunuyorsa o zaman buna değdi, diyor insan. Evet değdi. Yoksa Fatih'in bile mezarı kalıyorsa ortada ne kıymeti var gerisinin . "Taş da bir kum da bir." Saygıyla.
Gülcan Coşkun okurunun profil resmi
Emeklerinize sağlık Resul hocam,kitabınız burada Türkmen öğrencilerce de okunacak , içlerinde yazarlık denemesi yapanlar da var.Bazıları Türkiye'ye bazıları Rusya,Belarus ve Amerika'ya gidecek.Taş Sektirme Ustası'nın yolculuğu dallanıp budaklanacak eminim:)
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.