SAYIKLAR BİR DİLDE
Yazmak körüklemek midir bir korkuyu
Yazmayı mı körükler bir korku
Bir korku körüğü müdür yazmanın
Devası mıdır yazmak körükle gidilen bir korkunun yazgısının
Kavrulmak mıdır yazgının yarattığı korkunun ya da körüğün yarattığı yazgının ya da körüğün körlüğünün ya da körlüğün körüğünün korkusunun pençesinde
Evet sayıklar bir dilde sayılanlara minik bir açıklama
Yazarımızın ileride kör olmaktan çok korktuğunu kendisinden duymuştum. Bu korku bu anlatının her yerine sinmiş. Bu korku metne yedirilirken düşmek fiiliyle sırlanmış. İlk metinde anlatıcının söyleyemediğini söylediği fiil neden düşmek olmasın ya da düştüm cümlesi?
Burada 21 şiirden dizeler var ama bu dizelere krem misali yedirilen dizeler
“Sizin hiç babanız öldü mü
Benim bir kere öldü
Kör oldum”
Burada belirtilen dizelerin dışında başka başka dizelerin ahenginin dönüştürülerek yeniden inşa edildiğini görüyoruz
Birkaç örnek vermek istiyorum
“O geldi, benim en deli tepemde durdu”(S. 25)
“Sen geldin benim en deli köşemde durdun”
Sezai Karakoç
“Siz hiç kendinizle kaldınız mı küçük hanım?
Ben bir kez kaldım, kül oldum.” (S. 39))
Ahenginin Cemal Süreya’nın yukarıda da belirtilen ilgili dizeleriyle benzerliği bence inkâr edilemez.
“Çocuk saçlarına kan gülleri takacağı birini ömrü boyunca
sadece rüyalarında görecekti.”
“Saçlarına Kan gülleri takayım”
Ahmet Arif
Bu kadar örnek yeter
Yazarımız birkaç toplumsal soruna incelikli bir özgünlükle değiniyor. Örneğe gerek duymuyorum bu inceliği incitmemek için.
Bu arada:
Göğe Bakma Durağı’nın metnini şiirin kendisinden daha çok sevdim.
Ayrıca dinî motifler de incelikli bir özgünlükle dahil edilmiş anlatıya.
Yani demem o ki
Süngü’den okuduğum 4. İyi kitaptı.
Biliyorum, bu iki anlama gelir
1- Dörtten fazla kitap okumuşumdur Süngü’den, dördünü beğenmişimdir
2- Yalnızca dört kitap okumuşumdur, hepsi de iyidir?
Hangisi mi?
Elbette ikincisi
21.10.2022