~~ KIYÂM ET / AYAĞA KALK / UYAN ~~
¶¶
Kıyâm, yani namazda durduğumuz kıyâmın, "Ayağa Kalkmak" anlamının yanında,
"Uyanmak" anlamı da vardı...
"Kıyâm Et" demekse "Ayağa Kalk ve Uyan" demekti bu durumda.
İşte o an içimde bir "Sarsıntı" oldu... Derin bir sarsıntı... Namazdan bildiğim bir kavram olan Kıyâmın Kıyametle bağlantısı gün gibi karşımdaydı...
Ve bastığım yer ayağımın altından kaymaya, kendi beynimin kurguladığı sanal dünyam yarılmaya başlamıştı...
Bir "Ayağa kalkış ve hayallerden gerçeklere uyanıştı" Kıyamet... Bu kelime bu yüzden özenle seçilmişti...
Uyanış uyanış diye yıllardır ithal bilgilerle bizlere iletilmeye çalışılan bu bilgiler, aslında gerçek temelini Kur'ân'dan ÂNI KURÂN'dan alıyordu...
Bu kadar önümde, bu kadar açıkta olan bir hazineyi nasıl da fark edememiştim?
"Kıyam Et diyordu ALLAH. Ayağa kalk ve uyan ey kulum! Uyan..."
Hani yıllarca hazinesini dışarıda aramış ama onu tüm dünyayı gezdikten sonra arka bahçesinde bulmuş Simyacı gibi hissediyordum kendimi...
İçimde bunca yıl ALLAH'ın bana seslenişini duymamanın verdiği derin bir acı,
vicdan azabı vardı...
Sonra Kıyâmet Sûresi'ne döndüm...
"Kıyâmet gününe yemin ederim ki... Kendini kınayan pişmanlık çeken kişiye yemin ederim ki!"
Bu bu bendim ben! Şu an hissettiğim yer sarsıntım, şu an hissettiğim bu pişmanlık, vicdan sarsıntısı bundan daha iyi anlatılamazdı Rabbim...
Ölüydüm ben. Şimdiye dek körce yaşadığım hayal dünyam kadar ölüydüm. Şu andaysa ayağa kaldırılıp uyandırılıyordum...
Hakikâte diriltilmek için...
Şöyle bir tabir duymuştum;
"Kur'ân yaşayan ölülere okunur.
Ölmüş kalpleri diriltmek için..."
Yaşadığım buydu...
(Bkz. Yâsin / 70)
"Yâ - Sin / Ey İnsan..."
"O (Kur'ân) apaçık bir hatırlatmadır..."
Ey İnsan, Ey Unutan;
Neyi unuttuğunu hatırla,
Ve bu dünya rüyasından
UYAN!...
***