Gönderi
Romanlarıyla kalbimizde taht kuran Matt Haig, bu sefer direksiyonu farklı bir yöne kırıyor ve kişisel gelişim-mental rahatlama temelli kitabıyla karşımıza çıkıyor. Yani konsept şu, psikiyatr koltuğunda Matt Haig var ve okuyucular da uzanmış hasta koltuğuna ve Haig'in düşüncelerini dinliyor. Okurken, bu durum net hissediliyor. Bir başka hissettiğim nokta ise, yazarımız Haig'in biraz fazla belirgince Marcus Aurelius ve Pascal gibi düşünürlerin etkisi altında kalması! Kitabının formatını ve gelişimini onlar gibi yapmak istemiş Matt Haig... Söylediği şeyler değerliolabilir evet, dipteki bir adamın yüzeye çıkışını hissedebiliriz evet; lakin kitap haddinden fazla Matt Haig'in "Kendine Düşünceler"i olmuş. Kitabındaki yargıları bana göre biraz sığ kalmış durumda ve okurlar, bu rahatlama çıkarımlarını yapmakta zorlanabilir ya da saçma bulabilir. Haig'in iyi niyetini, kendi içinde verdiği savaşı her satırda görüyoruz; fakat tüm ibareler bir araya geldiğinde kitap, bende o "waoww!" duygusunu oluşturmaktan çok uzaktı. Üslup olarak yalındı, yazar içtenliği günlük konuşma dilinin yardımıyla sağlamaya çalışmış. Ancak bu içtenliği çok bulamadığımı da söylemeliyim. Aynı Matt Haig, bu içtenliği her romanında başarıyla gösterebilmekte.. Roman yazarı Matt Haig, kişisel gelişimci Matt Haig'ten dört-beş gömlek ötede bana kalırsa! Bir de lütfen cevap verin: Makarna bölümünde, "Herkesi mutlu edemezsin, çünkü sen pizza değilsin!"i düşünen kaç kişiyiz (:?
Geçmişte alkol, ağır depresyon gibi sorunlarla boğuşan ve o dönemlerde birçok kez dibi gören Matt Haig, o zor dönemlerinden çıkardığı dersleri ve kendince düşüncelerini "Rahatlama Kitabı"nda topluyor. Haig, bu kendi öğretilerini çeşitli filozof, düşünür ve yazarlardan yaptığı alıntılarla da destekliyor. Yaşamda dibi görmenin normal bir deneyim olduğunu, her dibe inmenin bir çıkışı, her karanlığın bir aydınlığı olduğunu özetliyor. Birey olarak her insanın sevgiyi hak ettiğini ve insanların kendi özdeğerini düşürmemesi gerektiğini özetliyor. Kararlılık ve basit düşünmenin her zaman haywt kurtardığını vurguluyor. İyi ve kötüyü insan zihnini baz alarak değerlendiriyor, zihni bir zindana benzetiyor ve bu zindandan kaçmanın da insanın kendi elinde olduğunu belirtiyor. Umut, Haig için temel kelime; ona göre her durumda her insan için umut var. En dipte olsak bile vazgeçmememizi, umut etmemizi vurguluyor; Haig felsefesinde, umut her şeyi değiştirebilir. Yazmanın önemini anlatır, ona göre yazmak insanın tüm duygularına tutulan bir aynadır. "Hayır"ın insanın yaşaması için ne kadar gerekli bir kelime olduğunu savunur. Haig'e göre mutluluk, insanlar bir şey olma arayışını bıraktığında ve anı yaşamayı öğrenebildiğinde ortaya çıkar. İnsanların içinde tutmamasının ve her duyguyu anda yaşayabilmesinin önemini belirtir. Bunlar gibi vb pek çok anekdot yer alıyor Haig'in kitabında... Her zaman okuyacağınız, elinin altında bulunduracağınız ve aklınıza estiği anda bir sayı seçip o aayfayı okuyabileceğiniz bir kitap yaratmış. Daha önce de dediğim gibi, ben çok başarılı bulamadım.
··
854 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.