Gönderi
İçimizdeki Şeytan - Sabahattin Ali
İlk olarak kısaca Sabahattin Ali'nin kitaplarına duyduğum hayranlığın sebebinden bahsetmek istiyorum.
Bazen okurken sizi rahatsız eden kitaplar olur. Sabahattin Ali'nin kitapları da benim için öyledir. Sebebi: karakter tahlilleri. Sabahattin Ali'nin hemen hemen tüm romanlarında karakterleri çok iyi tahlil ettiğini görürüz. Bu karakter çözümlemeleri beni okurken rahatsız eder çünkü bir insanın sadece gözlem yaparak bir başkalarını bu şekilde çözümlediğini ve kağıda döktüğünü görmek, bana bazen kendimi kalabalık içinde çıplak kalmış gibi hissettirir. Bu yüzden Sabahattin Ali'nin karakter analizleri beni çok derinden etkiler. Ayrıca bu karakterler bana hep çok tanıdık gelir. Öyle ki şu an yaşadığımız toplumda da bahsettiği insanlara rastlamamız çok olasıdır. Belki de bu karakterlerden biri de benim, sensin veya bir başkası...
-Spoiler-
Romanımız İstanbul'da uzun yıllardır yaşayan ve okuyan Ömer adlı genç ile İstanbul'a okumaya gelmiş oldukça güzel ve güzelliğiyle de orantılı şekilde yetenekli olan Macide arasında geçiyor. Birbirlerini bulduklarında Macide babasını henüz kaybetmiş; Ömer ise hayatına hala anlam verememiş iki gençtir. Neredeyse düşünceleri ve hayata bakış açılarıyla tamamen zıt iki gencin imkansız aşkına şahit oluyoruz.
Ömer; hayatını ele alma becerisi oldukça düşük, atalet sahibi, iradesiz, aksiyon alma becerisi düşük, hayatını uçlarda yaşayan, gerçekçi olmaktan uzak bir karakterdir. Muhakeme yeteneği yüksek ve zeki olmasına rağmen harekete geçme kabiliyetinin olmaması onu, kendine felaketine doğru sürükler. Üstelik bir de sık sık içindeki şeytanla çatışır. Bazen bu çatışmayı içindeki şeytan bazen ise kendisi kazanır.
Macide ise yaşına göre olgun, özgür, mağrur, zeki, becerikli ve harekete geçmekten korkmayan bir hanımdır. Bir gün yolları kesişir ve hiç beklemedikleri, acı verici bir aşkın pençesine düşerler.
-Spoiler bitti-
İçimizdeki Şeytan; insan doğasının karmaşıklığını, insanın iç dünyasını ve kişiler arası ilişkilerin suniliğini adeta yüzümüze tokat gibi çarpıyor. Bu kez de bize şehir hayatı, toplumsal sorunlar, ilişkilerdeki yapaylığı çok iyi anlattığını görüyoruz. Toplumcu gerçekçi edebiyat akımından etkilenen Sabahattin Ali'den bahsederken dönemin toplum yapısını çok iyi ele aldığını belirtmeme gerek bile yok.
Bu kitabı da çevremden ve kendimden parçalar bulduğum romanlarından biriydi. Benim için hızlı bitti ancak inanılmaz sürükleyici olduğunu yazarsam yalan söylemiş olurum. Bu kitap daha çok sindirilerek empati duygusuyla birleştirerek ve yavaşça okunması gereken bir kitap. Fakat yukarıda bahsettiğim sebeplerden dolayı okumayan çok şey kaybeder. Çevremdeki insanlara Sabahattin Ali'nin kitaplarından bahsederken hep söylediğim bir şey vardır: bence insanları okumayı öğrenmenin yolu Sabahattin Ali okumaktan geçer!
Kitapla kalın!
birokurgezerkedi.blogspot.com
·
43 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.