Fransa’da Rene Descartes, İngiltere’de Sör İsaac Newton gibi filozof ve bilim insanları, yozlaşan eski dünya karşısında bir “Aydınlanma Çağı” başlatır. Özgürlüğe giden bu yeni yolda, Avrupa’nın zalim hükümdarları ve Katolik kilisesi, iktidarlarını kaybetmemek için baskılarını arttırır. Halk ezilirken kardinaller metresleriyle ilgileniyor, rahipler köylüleri Latince metinlerle kandırarak baskılarını meşrulaştırıyordu. Bu süreçte Amerika halkı ahlâkî açıdan yenilenmiş ve günahlarından arınmış bir toplum kurmak idealindeydi. Üstelik Avrupa’nın günahkâr devletlerine yol gösterme sorumluluğunu da üstlenmişlerdi. Bu sorumluluk doğrultusunda İsa’nın İncil’deki bir konuşmasına atfen “Tepeye Kurulan Şehir” fikri ortaya atılır. Bu fikre göre tüm dünya Amerika’yı izlemektedir. İzlenme, Amerikan halkına ahlâkî olarak mükemmel olma sorumluluğu yükler. Ne Roma İmparatorluğu ne Orta Çağ kralları ne de erken modern dönem Avrupa’sı ahlâkî bir sorumluluk üstlenmemişken; Amerika, politikacılarından daha iyi olmalarını beklemektedir. Bir İngiltere kralı tacını ve asasını bıraktığında yalnızca sıradan bir insandır; fakat Amerika’da başkanların, hem George Washington hem de Barack Obama örneğinde olduğu gibi bireysel kimlik ve yönetici kimliği iç içe geçmiştir. Kamusal alana tören giysileriyle değil, her orta sınıf Amerikalı gibi takım elbiseleriyle çıkarlar. Adaylar kendi kimlikleri ve aileleriyle birlikte başkanlık yarışına katılır, bu nedenle yönetimleriyle olduğu kadar skandallarıyla da anılırlar. Bu kitapta incelenen son başkan olan George Walker Bush’a kadar tüm başkanlar, başkanlık makamının getirdiği hareketli yaşamın skandallarından en az birkaçına karışmışlardır.

Amerikan Başkanlarının Karanlık TarihiMichael Kerrigan · Ketebe Yayınları · 20189 okunma

·

40 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Halil