Yahu neden inceleme yazmıyorum acaba ben diye düşündüm, hadi şuna bir iki şey yazayım dedim. :D
Bir film karesi (bkz. Yol Ayrımı) gördüm az önce, bu adamın bir sözünü söylüyordu kadın. Söz hoşuma gitti bir bakayım ne eserleri var elimde Shelley beyefendinin diye telegram kanallarında gezinirken buldum bu ve
Yalnızlığın Ruhu kitabını.
Shelley, ateizmin ne için gerekli olduğundan ve bunun gerekliliğini de birtakım çıkarımlar üzerinden anlatmış. Açıklamaları iyiydi (bu konuda bir şey diyemeyeceğim fazla), beni asıl bu incelemeyi yazmaya iten şey ise kitabın sonlarına doğru "inanmak isteyen inandırılır" cümlesi oldu.
Bu konuda ben de aynı düşüncedeyim sanırım. Yani kişi, inanmak ister, inandığı şey ile huzur bulur, mutmain olur ise (her ne olursa olsun) bizim ona bir şey deme, ya da saçma şeylere inanıyorsun vs deme hakkımız olduğunu düşünmüyorum. Aynı şekilde inanmayan kişi için de illa inanacaksın diyemeyiz. Öznel bir mesele olduğunu düşünüyorum bu konunun ve insanların kalpleri ne ile huzur buluyorsa onu yapmalıdır diye düşünüyorum. Ne çok düşünüyorum dedim ya, öyleyse varım diyor ve gidiyorum. :D
Haydi kalın sağlıcakla..