Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

BÜYÜK BULUŞLAR -2. BÖLÜM -HALK SAĞLIĞININ KEŞFİ -JOHN SNOW
Büyük Buluşlar
Büyük Buluşlar
Merhabalar :) Bu bölümde iki önemli insan üzerinde durucaz. Bunlar: Doktor John Snow ve Avukat Edwin Chadwick.Bir doktor ve bir avukat nasıl bir bağlantıları olabilir ya da neden şu an anlatıyoruz diye insan merak ediyor. Bu iletide John Snow'un diğer ilertide de Edwin Chadwick yaptıklarını anlatıcam. Haydi başlayalım:) İlk önce kolera nedir,nerede ve ne zaman ortaya çıktığına bakalım: "1832 Mayıs'ında, kolera Leeds'de ilk görüldüğü ve-"fakir ailelerin barındığı küçük bir çıkmaz sokakta" yaşayan bir dokumacının iki yaşındaki çocuğunu kendine ilk kurban olarak seçtiği zamanki durum buydu. Altı ay içinde, kimse ne olup bittiğini anlayamadan, kolera 700 can daha aldı. O yılın sonuna doğru hızı kesilmeden önce İngiltere'de 60.000 kişi bu hastalıktan öldü. Doktorlar ve yetkililer bu felaketin kaynağını bulmak ve önüne geçmek için var güçleriyle uğraşıyordu, ama bundan sonraki 35 yıl içinde 100.000 cana daha mal olan üç salgın daha bay gösterecekti" Peki kolera nasıl bir hastalıktır? "Çoğunlukla gece yarısı birdenbire uykudan uyanılır, bağırsaklardaki bir buruntu ve basınç en yakındaki tuvalete gitmeyi gerektirir. Orada tam rahatlamışken felaket bir ishal baş gösterir. Fazla ağrı çekilmese de, sulu ishal çok fazla ve endişe verici boyutlardadır; bedenin içi yangın musluğu hızında boşalmaktadır. Bir gün içinde beş galondan fazla su kaybedilebilir. İshal o kadar şiddetlidir ki bağırsakların yüzeyi sanki yırtılıp atılmakta, ishale karışan doku parçacıkları dışkıya "sulu lapa" görüntüsü vermektedir. Kısa bir süre sonra su kaybının ilk belirtileri-son ölümcül darbe-gözlemlenir: adale kasılmaları, kırışmış ve morarmış deri, içeri çökmüş gözler ve süzülmüş bir yüz .Hastalık a kadar hızlı seyreder ki çökme ve ölüm birkaç saatte oluşabilir. Ölümden sonra dahi içinde mikroplar kaynaşan sulu atıklar ulaştıkları her yerde başkalarına da bulaşabilirler..." Çok can kayıplarına neden olan Kolera'nın keşfi ve engellenmesi serüvenine devam edelim . "Yıllar önce patojenik bakteriler keşfedilince, yüz yıllardır olduğu gibi, hastalıkların çoğunun havadaki miyazmaların, yani bataklık sularında ve ıslak topraklarda, çöplüklerde, açıktaki mezarlarda ve yanardağ patlamaları sırasında çürüyen organik maddelerden kaynaklandığı sanılırdı." Aslında yaklaşımları oldukça iyi, günümüzde de buraların çok fazla bakterinin yaşamasına elverişli olduğunun ve bulaş riski yüksek yerler olduğunun , kötü kokunun kaynağının kesin olmasa da çok büyük ihtimalle zararlı olabileceğinin farkındayız. SANAYİ DEVRİMİ:YENİ İŞ OLANAKLARI, YENİLİKLER VE OLAĞANÜSTÜ KİRLENME "Sanayide gelişme yeni iş ve kazanç olanakları sağlamakla beraber aynı zamanda insanların -bir sürü insanın- zengin olmak umuduyla akın akın kentlere gelmesine yol açtı. 30 yıl içinde Leeds'in nüfusu ikiye katlandı ve o güne dek görülmemiş mesken sorunu oluştu: Binlerce işçi ailesi ufacık odalara, dolup taşan binalara ve tıklım tıklım mahallelere sığışmak durumunda kaldı." -Böyle bir büyümenin bir kentin alt yapısını nasıl zorlayacağına hayal bile edemiyorsanız, kentsel altyapının kefinden önceki durumu duşünün. Sanayi Devrimi'nden asırlarca önce evlerdeki ve işyerlerindeki insan dışkısı genellikle arka bahçedeki çukurlara, yakınlardaki geçitlere ve sokaklara atılıyordu. Belirli zamanlarda bu dışkılar "temizlik işçisi" depen kişilerce toplanıyor ya gübre ya da domuzlara, ineklere ve diğer evcil hayvanlara yem olarak satılıyordu, ama 1800'lerin başlarında hızla gelişen kentleşme sonucu, arz talebi fersah fersah aştı ve sokaklar, geçitler ve çukurlar tıkanmaya ve taşmaya başladı." Nüfusun anı çoğalması ve alt yapının daha keşfedilmemiş olduğunu düşünürsek korkunç bir kaos olduğunu fark edebiliriz . Oluşan kirlilikler haliyle en çok fakirleri etkiledi, onların yaşadığı yerleşimlere doğru sürüklendi ve içme sularına karıştı. İlk vakanın da buradan çıkması bu durumda beklendik bir durum oldu. Dönüm noktalarına geçelim. 1.DÖNÜM NOKTASI-İLK SALGIN: BİR KÖMÜR OCAĞINDAN DERİNLİKLERİNDEN ALINAN DERS 1831-1832 yıllarında henüz 18 yaşında olan John Snow , Kolera salgının patlak verdiği bir kömür ocağında çalışan hasta madencilere yardım için görevlendirildi. Snow madene gider, etrafı inceler ve kafasında bazı sorular oluşmaya başladı: Eğer salgını oluşturanlar miyazmalar ise madende de bataklık olmadığına göre hastalığın nasıl bulaştığını anlamayana çalıştı ama gözüne çarpan başka bir şey daha vardı: "Snow daha sonra yazdığı tezinde belirttiği gibi , Koleranın nedeni miyazmalar değil, kötü sağlık koşullarıydı." "İlk salgının bitmesinden sonra Snow Londra'ya gider ve tip eğitimini tamamladıktan sonra kendisine tamamen değişik bir alan seçer. ameliyat sırasında eterin uyuşturucu olarak kullanımı. Bu alandaki çalışmaları zamanla ona dünya çapında bir ün kazandırdı." 2. DÖNÜM NOKTASI- MİYAZMALARI BİR YANA BIRAKIP YENİ BİR TÜR KATİLLE YÜZLEŞMEK "1848 yılında Londra'da ikinci kolera salgını baş gösterdiğinde 35 yaşındaki Snow kaderle firsatın kesişmesini görecek olgunluktaydı. Zamanla 55.000 kişinin canını alacak salgında insanlar ölmeye başlayınca Snow tutkuya dönüşen bir istekle katilin izini sürmeye başladı." İlk kurbanın bir gemici olduğunu , bir oda kiraladığını sonra da kısa süre içinde hayatını kaybettiğini buldu ve ardından gemicinin kiraladığı odasında kalan kişilerinde hastalanıp öldüğünü gördükten sonra hastalığın ilk kurbandan kalan bir eşya sonucu bulaştığını düşündü. "Snow araştırmalarını sürdürdü ve tıp alanında dönemin öbür yetkililerinin görüşlerinin aksine, bu hastalığın hem bulaşıcı olduğu ve hem de pis sular aracılığı ile bulaştığı konusunda kanıtlar toplamaya devam etti. Örneğin, Londra'nın bir bölümünde evlerin karşılıklı birbirine baktığı bir sokakta bir taraftaki evlerde oturanların çoğu koleraya yakalandığı halde, öbür yandaki evlerden yalnız birinde bir tek vaka görülmüştü. Snow olayı inceleyince salgının hüküm sürdüğü evlerde "oturanların evlerin önündeki kanallara boşalttığı pis sularını sağladıkları kuyulara karıştığını... Belirledi " "Zehir her ne ise, bedene pis su ya da yiyecek yoluyla giriyordu. Mikrop miyazma yoluyla alınıyor olsa önce ciğerlerde ve kanda görülür, ateş, titreme ve baş ağrısı gibi belirtiler gösterirdi." "Snow miyazma varsayımını bir kenara bırakarak koleranın "kendi kendini üretebilen" ve "muhtemelen bir hücreye benzer bir yapıya sahip olan" canlı bir nesne olduğu sonucuna ulaştı. Daha da ileri giderek bunun "sindirim borusunun iç tarafında üreyip çoğaldığını" ileri sürdü. Sonuç olarak, ilk belirtilerin görülmesinden önceki kuluçka döneminin "sisteme girmesi ile hastalığın baş göstermesi arasında üremenin oluştuğu zaman aralığı" olduğunu belirtti" Bu dönemde Snow'a inanmayanların sayısı bir hayli fazlaydı. Snow buna takılmayarak çalışmaya devam etti. Kamusal su şebekesine yöneldi. Londra'dan geçen Thames ırmağı dikkatini çekti çünkü şehrin hem lağımların boşaltıldığı aynı zamanda su ihtiyacının karşılandığını bir nehirdi burası ve sular yükselince pislikler tekrar şehre geliyordu. Su firmalarına araştıran Snow suyun alındığı yer ile lağımların boşaltıldığı yerin birbirine çok yakın olduğunu fark etti. 3. DÖNÜM NOKTASI- EPİDEMİYOLOJİNİN KEŞFİ VE ÖLÜMCÜL POMPANIN DEVRE DIŞI BIRAKILMASI Snow su firmalarını araştırmaya devam etti. Hangi pompaları kullandıkları hangi evlere su dağıttıklarına kadar her şeyi inceledi. Tezi gitgide güçleniyordu çünkü pis su tedarik eden firmadan su kullananlar daha çok hastalanmıştı. Snow bir çok araştırma yapmaya devam etti ve bulaş riski olduğunu düşündüğü pompaları kapatmaya devam etti böylece hastalığın bulaş hızı da azalmaya başladı. Snow'un kapattırdığı pompalardan biri olan Broad Steet pompasının daha sonra yapılan araştırmaya göre içindeki suyun kirli olmadığını gösterdiler. Bu durum Snow'un tezine zarar verdi ancak daha sonra aslında Snow'un tezine inanmayan bir Rahip olan Henry Whitehead bu durumu araştırmaya başladı ve pompanın hemen yanında yaşayan ve hasta olup ölen bebeğin annesi, bebeğin kirli bezlerini yıkadığı suyu bir lağım çukuruna boşalttığını söyledi ve bu lağım çukuru pompaya çok yakın bir yerdeydi ve bir sızıntı olduğunu fark ettiler. "John Snow birkaç yıl sonra 45 yaşında beyin kanamasından öldüğün de tıp dünyası onun koleranın kirlenmiş sudan kaynaklandığı tezine hala karşı çıkmaktaydı, ama neyse ki,-14.000 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan - dördüncü ve sonuncu kolera salgını 1866'da Londra'da patlak verdiği salgında Whitehead salgına ırmağın pis sularını süzmeden müşterilerine veren bir su şirketinin neden olduğunu ortaya koydu 1870'teki ölümüne kadar Whitehead'in masasının üstünde Snow'un bir fotoğrafı yer alıyordu." "Doktorlar Snow'un tezine yıllar boyu karşı çıkmayı sürdürdüler. Nihayet, on dokuzuncu yüzyılın sonuna doğru gelişen bakteri tezi miyazma konusundaki yanlış anlayışın yerine geçince Snow'un yıllar önceki başarılarının değeri bilindi ve dunya ona inanmaya başladı. Bugün sadece koleranin sumuna çönen kişi olarak değil, çağdaş epidemiyolojinin babası olarak da anılmaktadır." Hoşça kalın :) (Tırnak işareti içindeki cümleler kitaptaki alıntılardan oluşmaktadır.)
·
96 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.