Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Stephane Mallarmé; üzerine bir inceleme.
19.yy ikinci yarısında ortaya çıkmış, sembolizim akımının fransız edebiyatında ki en önemli isimlerindendir. 1842’de paris’te doğan, 1898’de valvins’de batan güneş… sözcükleri herkesin bildiği anlamların dışında kullanmaya özen gösteren, modern batı şiirin kurucusu sayılan mallarmé; her sözcüğü bir sembol olarak düşünmüş, yorum ve anlamın kişiden kişiye değiştiği bir şiir akımı oluşturmayı amaçlamıştır; zira ona göre, şiir sırlarla dolu olması gerekir. Şiirlerinde nesnelerle değil, nesnelerin kişiler üzerinde ki izlenimlerini anlatır. Sembolizim akımının en önemli temsilcilerindendir. Eserlerinde karmaşık anlatımı savunur; “karmaşıklık” ve “anlaşılmazlık” kavramlarını şiirin özü olarak kabul eder. M. E. Cioran; onu “sanat karşısında yenilgiye uğrayan şair” olarak yorumlar. Mallermé; henry cezalis’e yazdığı bir mektupta “şu yeryüzünde mutluluk ne açıklı durumdadır. Onun uğruna baş eğmesi pek aşağılık biri olması gerekir kişinin… der. Mutluyum sözcüğü, ben yüreksizim, ben bir budalayım demekle eş anlama geliyor mallermé için. Ömrü boyunca dürüstlüğüyle nam salmıştır. 1896’da ölen verlaine’in ardından “şairlerin prensi” seçilmiştir. Büyük umutsuz şair… görünen ve görünmeyen arasında o gizil dizeleri delirtiyor insanı. Ona göre şiir; sözcüklerin din’idir. Fransızlar çağdaş şairler arasında anlaşılması en zor olanlardan biri olarak göstermiştir. Fransızlar “Mallarmé” için dil’i öyle zordu ki, onu sadece yabancılar anlayabilir der. Şiirlerinden bazısı için tavandaki bir resmin cilalı masa üzerine düşen aksinden ilham almıştır. Bir diğerinde ise bir bardak bira’nın köpüğünde ışığın aksine bakarak yazdığı bir şiir vardır. Yakın dostu cezalis veyahut ressam edgar degas / her ikisinden biri tam emin değilim iki farklı rivayet var. Kendisine şiir yazmakta ki sıkıntısını anlatırken; “halbu ki fikir eksikliği çekmiyorum.” diyince, Mallermé bu güzel ayarı veriyor. “Şiir fikirle değil, sözçüklerle yazılır.” der. Şiirleri, duygusal, bireyci, ezgili ve yenilikçi olarak tanımlanabilecek şair, henüz gençliğinde yazdığı; “heresie artistique: art tours”(sanatsal günah: herkes için sanat) isimleri bildirisinde… “ey ozanlar, siz hep gururluydunuz; daha da gururlu olunuz ve tepeden bakınız.” diye yazmıştı. Roland Barthes’e göre Mallarmé; yazının bir tür hamlet’iydi. Mallarmé, Adgar Allan Poe hayranıydı. öyle ki sırf ingilizceyi bile onun şiirlerini okumak için öğrenmişti. Bu denli tutkundu poe’ya. 1866 yılında ağır bir depresyona gitmiş, hatta delirmiştir. Yaklaşık iki yıla kadar karısını ve çocuklarını tanımamış, hatta kendi adını dahi hatırlayamamıştır. Ruh sağlığı biraz olsun düzeldiğinde ise miğre’ne tutulmuş, çektiği çok şiddetli baş ağrılarını afyon kullanarak azaltmayı denemiştir. Andre Gide, Paul Valery, Marcel Proust gibi isimlerinfe aralarında bulunduğu “salıcılar” topluluğunda yer almış, şiirde nasıl bir dil kullanılması gerektiğiyle alakalı uzayıp giden hareketli tartışmalarda boy göstermiş fakat yazdığı serbest ölçülü şiirlerin gelenekçi kesim tarafından “Kendini ifade edememenin göstergesi” olarak yorumlanması üzerine “salıcılardan” çıkarılmıştır. Ne var ki mallarmé yılmamıştır. Onu beğenmeyen eski dostlarından intikam alabilmek için daha önce kimsenin duymadığı sözcükleri şiirlerinde yer vermiş, ve kaynak olarakta çok eski fransızca sözcükleri göstererek “salıcı tayfayı” daha bu sözcüklerden bile haberi olmayan cahiller” olarak tanımlamıştır. Bunun üzerine marcel proust’un meşhur “dil şarlatanı” yakıştırmasına maruz kalmış ve tartışma karşılıklı atışmalar eşliğinde bir süre devam etmiştir. Yaşanan tüm bu tatsızlıkların sonucunda mallarmé için başlayan yayınevlerinin ünlü fransız şairlerinin hışmına uğramamak adına şiirlerini yayınlamaya yanaşmadığı ve ününün giderek azaldığı sancılı süreç… Verlaine onu lanetlenmiş ozanlarda en büyük fransız şairlerden biri olarak gösteren J.K. huysmans’ın tersine adlı kitabında kendisinden övgü dolu sözlerle bahsene dek sürmüştür. Bu sayede yeniden ünlenmiştir. Bu olay benimde içimde uktedir… 35 yıllık bir çalışmanın sonunda “hirodias” adlı eseri tamamlayamadı. Ama vasiyetinde şöyle yazdı… “inanın çok güzel olacaktı…” "sonsuzu aradım, ama, yalnızca, uykuya düşman bir uçurum buldum." "yanılgıma ağlamak istiyorum; "
·
260 görüntüleme
Onur Bayazıt okurunun profil resmi
Dipnot: “salıcılar” denmesinin sebebi dönemin o tayfasının, salı günleri toplanmasından ötürü bu isimle anılmışlardır.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.